Çevirmen kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Tercüman, Dilmaç, Mütercim -
9698 Çevre kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Âlem, Belde, Çember, Daire, Dolayı, Dünya, Etraf, Hava, Muhit, Ortalık, Ufuk -
9699 Çevrelemek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Çevirmek, Kuşatmak, Sarmak, Sınırlamak, İhata Etmek, Tahdit Etmek -
9700 Çığır kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Yol, Patika, İz, Keçiyolu, Meslek, Tarz -
9701 Çıkar kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Fayda, Gider, Kazanç, Menfaat, Yarar -
9702 Çıkarmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Dışarı Atmak, Sökmek, Koparmak, Neşretmek, Anlamak, Atmak, Boşaltmak, Bulmak, Elde Etmek, Gidermek, Giysi, Göndermek, Göstermek, Hatırlamak, Kazımak, Sağlamak, Sezmek, Soymak, Söylemek, Sunmak, Yapmak, Yayımlamak, Yollamak -
9703 Çıkışlı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mezun -
9704 Çıkışmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Azarlamak, Sövmek, Tanlanmak, Yetmek -
9705 Çıkışmamak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Yetmemek, Eksik Kalmak, Az Gelmek -
9706 Çıkmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Ayrılmak, Görünmek, Artmak, Atlamak, Bitmek, Bulaşmak, Bulunmak, Büyümek, Eksilmek, Erişmek, Gelmek, Gitmek, Görmek, Kazanmak, Kopmak, Koyulmak, Olmak, Oluşmak, Peyda Olmak, Sızmak, Taşınmak, Unutmak, Varmak, Vurmak, Yok Olmak, Yükselmek, Yürümek -
9707 Çıkmaz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Dipsiz, Sonsuz, Sonuçsuz, Neticesiz, Sokak -
9708 Çıldırmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Delirmek, Kulumak -
9709 Çıplak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Soyunuk, Üryan, Örtüsüz, Cıbıl, Açık, Dal, İskelet, Kuru, Sivil, Yalın -
9710 Çıt Yok kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Sessiz, Sakin -
9711 Çıtı Pıtı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Ufak Tefek, Minyon, Sevimli -
9712 Çiçek Bozuğu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Çopur -
9713 Çift kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İkili, Çifte, Eş, Koşa -
9714 Çiftçilik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Ziraat -
9715 Çifte kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İkil, İkili, İkiz, Tekme -
9716 Çiftelemek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Tekmelemek -
9717 Çiğ kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Pişmemiş, Kaba, Yersiz, Toy, Jale -
9718 Çile kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Eza, Cefa, Azap, Zahmet, Bela, Dert, Gam, Kelep, Sıkıntı -
9719 Çileli kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Sıkıntılı -
9720 Çilenti kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Serpinti -
9721
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.