Duygu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
His, İhtisas, Kalp, Ruh -
4386 Durum kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır -
4387 Duru kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Berrak, Temiz -
4388 Döşek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Yatak -
4389 Dönemeç kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Büklüm, Kıvrım, Viraj -
4390 Doruk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Zirve, Şahika -
4391 Donuk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mat; Uyuşuk -
4392 Doğu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Gündoğusu, Şark, Maşrık -
4393 Doğal kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Saf, Tabii, Natürel -
4394 Dize kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mısra -
4395 Diri kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Canlı, Sağ, Güçlü, Zinde -
4396 Dil kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Anahtar, Gönül, Lisan, Yürek -
4397 Diğer kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Başka, Öbür, Öteki, Özge, Sair -
4398 Dışsatım kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İhracat -
4399 Dışalım kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İthalat -
4400 Devre kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Dönem, Fasıl, Çevrim -
4401 Devir kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Bölüm, Çağ, Dönem, Dönme, Gün, Tur, Zaman, Dolaşma -
4402 Devinim kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Hareket, Aksiyon -
4403 Devamlı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mütemadiyen, Sürekli, Temelli -
4404 Derslik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Sınıf, Dershane -
4405 Deri kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Cilt, Çadır, Dernek, Düğün, Gön, Ten, Toplantı -
4406 Derhal kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Hemen, Acilen, Çabucak, Yekten -
4407 Dergi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mecmua, Sütun -
4408 Deney kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Deneyim, Tecrübe -
4409
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.