Ender kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Nadir, Pek Az, Pek Seyrek -
4370 Emir kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Buyruk, Ferman, İstek, Komut, Talimat -
4371 Ekonomi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İktisat, Denlik, Tutum -
4372 Eklem kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Bent, Boğum, Mafsal, Oynak -
4373 Ehemmiyet kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Önem -
4374 Egoist kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Bencil -
4375 Efe kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Ağabey, Kabadayı, Yiğit, Zeybek -
4376 Edebiyat kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Yazın, Literatür -
4377 Edat kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
İlgeç -
4378 Eda kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Hal, Davranış, Hava, İşve, Naz, Şive, Tavır, Verme, Ödeme -
4379 Ebeveyn kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Anne, Baba, Ata Ana, Valideyn -
4380 Ebedi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Sonsuz, Bengi, Ölümsüz, Bitmeyen -
4381 Düzyazı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Nesir, Mensur, İnşa -
4382 Düzmece kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Sahte -
4383 Düzen kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Uyum, Nizam, Sistem, Konsept, Rejim, Komple, Al, Dek, Dolap, Fırıldak, Hile, İntizam, Kapan, Kol, Komplo, Olta, Oyun, Rabıta, Seviye, Sıra, Tertibat, Tertip, Yerleştirme, Akort -
4384 Düşünce kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Akıl, Endişe, Fikir, Kanaat, Kanı, Kaygı, Mülahaza, Mütalaa, Nabız, Niyet, Rey, Sıkıntı, Tasa, Tasarı, Tasavvur, Karar -
4385 Duygu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
His, İhtisas, Kalp, Ruh -
4386 Durum kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Pozisyon, Boyut, Gidiş, Hal, Hâl, Hatır, Hava, Hesap, Kalıp, Keyfiyet, Konum, Manzara, Mevki, Tavır, Vaziyet, Yağday, Yer, Davranış, Halütavır -
4387 Duru kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Berrak, Temiz -
4388 Döşek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Yatak -
4389 Dönemeç kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Büklüm, Kıvrım, Viraj -
4390 Doruk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Zirve, Şahika -
4391 Donuk kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Mat; Uyuşuk -
4392 Doğu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı
Gündoğusu, Şark, Maşrık -
4393
Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.
EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER
Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.
* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.
* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)
* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.
Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.