Türkü Şiiri | Cemal SÜREYA
Türkü
Soruyorlar bir de nerdeyim
Minibüs şarkılarında güllerdeyim
Bilirim az buçuk ne istediğimi
Aykırı dalda açmışsa da çiçeğim
Doruklara tırmanıyor patika
Doyumsuz bir sarmaşık gibi,
İte kalka yürüyorum kalabalıkta
Sesim tanınmaz bir çocuk sesi
Yaram derine düşer gün günden
Avutmak tende çağa oturdu
Seyircidir ovanın büyüsü hekimi
Can tahtamda iştahlı bir çoban soluğu
Yakılar kavrulmuş kök bitkileri
Anlatmak uzun sürer şimdi
Sırlarını alıp gitti bir çocuk
Dönmesin geri dönmesin geri
Sırıkla araladım sulardaki pisliği
Soruyorlar bir de nerdeyim
Belki de ölümcül bir sevinçteyim
Sesim tanınmaz bir çocuk sesi
Cemal SÜREYA
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Türkü Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Türkü Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Karma Çocuk Şiirleri
Yeşil Çağ
Sizin yaşınızda olmak ne iyi çocuklar
Ne iyi
Asıp düşünceyi bulutlara
Özgür kelebekler gibi
Sizin eliniz ne ince çocuklar
Ne ince
Solmasın umutlarınız
Deli gibi bir rüzgâr değince
Sizin umutlarınız ne büyük çocuklar
Ne büyük
Değdikçe zamanın eli
Sizin de yaşantılarınız bölük
Sizin gözleriniz ışın ışın çocuklar
Işın ışın
Duymayın körpe yüreklerinizde
Endişesi kışın
Yalnız sizin sevginiz gerçek çocuklar
Yalnız sizin
Sizde mavisi sizde rüzgârı
Gök ve denizin
Mustafa İlhan GEÇER
Mustafa İlhan GEÇER
Uçurtma
Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki...
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi;
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.
Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden,
Öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş, bile bile...
Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?
Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgedik
Hangi birinin ipi elimizde kaldı?
Rıfat ILGAZ
Rıfat ILGAZ
Dalgacı Mahmut
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne halt edeceğimi bilemem.
Orhan Veli KANIK
Orhan Veli KANIK
Geçmiş
Gide gide nereye vardım
Karlı bozkırda koşup koşup
Bodur bir ağaç kaldı belleğimde
Gümüş yüzükler gibi incelmiş
Babam didinirmiş hababam
Fincan çekilirmiş sırtına
Uzun ırmakları yorgunluğun
Oturma odamızda geçermiş
Derken gökyüzü girmiş araya
Derken giriş o giriş
İbrişim örülü bencilliğimi
Büküp eğiren hep kelimelermiş
Bir çağ adı gibi hep anılacak
Diye düşünmüştüm ama değilmiş
Ey özenle dokunmuş sırmalı kumaş
Bir kez bile giyilmeden eskimiş
Gide gide nereye vardım
Karlı bozkırda koşup koşup
Bodur bir ağaç kaldı belleğimde
Gümüş yüzükler gibi incelmiş
Hilmi YAVUZ
Hilmi YAVUZ