Belkıs
Geçen yıl çok dolaştım
Belkıs'a da uğradım
Sarayları aradım
Toprak buldum taş buldum
Irgatın çapasından
Gelinin küpesinden
Sütunun tepesinden
Uçtum yere savruldum
Aklım fikrim zayi oldu
Beynim durdu yoruldu
Sütunlar mimar oldu
Yeniden inşa oldum
O muhteşem günleri
Toyları düğünleri
Yarın denen dünleri
Hayal ettim yoruldum
Dağlar basını eğdi
Başıma taşlar yağdı
Fırat yüzüme değdi
Dalgalandım duruldum
Adem GÜLEÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Beyaz Tel
Başımda bir beyaz tel ölümün habercisi
Başımda bir beyaz tel elçinin birincisi
Parlıyor karanlıkta gökteki yıldız gibi
Utanıp eğiliyor gelinlik bir kız gibi
Utanma utanacak biri varsa o benim
Sen nurunla aydınlat aydınlansın bedenim
Koparmıştım ipimi şaşırmıştım yolumu
Hızır gibi yetiştin tutuverdin kolumu
Aman adem bir düşün gittiğin yol yol değil
İstikamet ovaya uçurum yar çöl değil
Çölde susuz kalırsın yardan yuvarlanırsın
Nurum kılavuz sana bakıp ayarlanırsın
Nedir bu uyuşukluk perişanlık dalgınlık
Gayret et gel peşimden yolun sonu aydınlık
Dizlerimde derman yok,yüreğimde ağırlık
Ne görme var ne duyma hem körlük hem sağırlık
Biri tutuyor beni boğazımda eller var
Aynada bir canavar ellerinde güller var
Güller mi dile geldi yoksa beyaz saçım mı?
Yüreğim tutuşuyor yanmak benim suçum mu?
Bir tane beyaz saçın ettiği işe bakın
Birine güç yetmedi oldular kırka yakın
Teslim oldum pes ettim ipin ucu sizlerde
Çekin götürün beni o mukaddes izlerde
Adem GÜLEÇ
Çınar
Biz bir hâdika idik yemyeşil kiraz vardı
Kenarlarda kavaklar ortada da çınardı
Ayva narın şevkinden arşu ala oynardı
Birden bire yeşerip coşmuş gürlemiş idik
Sararan sahraları sarıp süslemiş idik
Bu çınarın dalları arşın arşın uzardı
Öyle haşmetliydiki beş metre eni vardı
Bir dalını dokuz köy pay pay edip yakardı
Bahçeye salgın girdi dallar tarumar şimdi
Bahçede ne erik ne menekşe var şimdi
Kenarda kavaklara sarmaşıklar sarıldı
Dibindeki ayrıklar sağa sola yayıldı
Gülistan harap oldu suçlu çınar sayıldı
Şimdi çınar ağacı bir başına kalmakta
Sararmış yaprakları yavaş yavaş solmakta
Ayaklar peydah oldu yürüdüler gittiler
Bir tarafta büyürken bir tarafta bittiler
Bütün nebat anlaştı çınarı terk ettiler
Koca çınar ağacı soldu bitti çürüdü
Destanlık gövdesini yılan çıyan bürüdü
Yağmur yağar sel olur yalağını yıkarmış
Kuru gibi dursada çınar kökte yaşarmış
Kesilen dal yerinde daha gürü çıkarmış
Tüm nebat yürüse de kökler yürümez imiş
Kökü derinde olan çınar çürümez imiş
Adem GÜLEÇ
Münafık
Müslümanım türküm derim
Yetimin hakkını yerim
Şeytanla halay çekerim
Lakin münafık değilim
İman ı kamil imanım
Kabe gibi müslümanım
Müslümana tercümanım
Şeytandan daha şeririm
Deli divane gönlüm var
Kendini Süleyman sanar
Ovalar geçilmiyor dar
Sırat üstünde yürürüm
Sürüyemem sürüyemem
Adım atıp yürüyemem
Gündüz güneşi göremem
Gecede fecri görürüm
Yamalı bir gömleğim var
Yusufun gömleği kadar
Acımdan nefesim kokar
Karuna zekat veririm
Vazu nasihat istemez
Söylenir sözü dinlemez
Güneş vurur eritemez
Fırtına olur eririm
Adem GÜLEÇ