Eğitim Sitesi

Beyaz Tel Şiiri

Beyaz Tel

Başımda bir beyaz tel ölümün habercisi

Başımda bir beyaz tel elçinin birincisi



Parlıyor karanlıkta gökteki yıldız gibi

Utanıp eğiliyor gelinlik bir kız gibi



Utanma utanacak biri varsa o benim

Sen nurunla aydınlat aydınlansın bedenim



Koparmıştım ipimi şaşırmıştım yolumu

Hızır gibi yetiştin tutuverdin kolumu



Aman adem bir düşün gittiğin yol yol değil

İstikamet ovaya uçurum yar çöl değil



Çölde susuz kalırsın yardan yuvarlanırsın

Nurum kılavuz sana bakıp ayarlanırsın



Nedir bu uyuşukluk perişanlık dalgınlık

Gayret et gel peşimden yolun sonu aydınlık



Dizlerimde derman yok,yüreğimde ağırlık

Ne görme var ne duyma hem körlük hem sağırlık



Biri tutuyor beni boğazımda eller var

Aynada bir canavar ellerinde güller var



Güller mi dile geldi yoksa beyaz saçım mı?

Yüreğim tutuşuyor yanmak benim suçum mu?



Bir tane beyaz saçın ettiği işe bakın

Birine güç yetmedi oldular kırka yakın



Teslim oldum pes ettim ipin ucu sizlerde

Çekin götürün beni o mukaddes izlerde

Adem GÜLEÇ Şiirleri

  

ADEM Arkadaşlar şiir hakkındaki düşüncelerinizi buraya eklerseniz çok sevinirim:)

Ahmet Alptekin Üzülme Adem Bey,Yüksek dağlara kar erken yağar.Şiiriniz güzel.

Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.

Benzer Adem GÜLEÇ Şiirleri:

Götür

Sıkıldım bunaldım boşlukta kaldım

En son gayretimle kapını çaldım

Kelbine özendim bâbâ dayandım

Tutuver tasmamdan beni de götür



Peşimde düşmanım boş emeklerim

Ensemde soluyor duyar titrerim

Elim kolum bağlı himmet beklerim

Diyârı hasmımdan beni de götür



Tarağın dudağı böldüğü yere

Dağların deryaya döndüğü yere

Sönmeyen ateşin söndüğü yere

Nemrûdî narımdan beni de götür



Bırakıp gidersen ölür giderim

Esfeli safilin olur giderim

Kerem et efendim nolur gideyim

Cerahat canımdan beni de götür

Adem GÜLEÇ

Utanıyorum

Seneler geçti tükendim heyhat

İçerim karanlık içerim berbat

Hocama talebe üstaza evlat

Olmadım kendimden utanıyorum



Dünya yalan lafı yalan değilmiş

Eğilen ağaçlar yaşken eğilmiş

Kulplarım kırılmış dibim delinmiş

Dolmadım kendimden utanıyorum



Yolum düşmez oldu beyti mamura

Afyon karıştırdım una hamura

Nuri imanımı toza çamura

Buladım kendimden utanıyorum



Örnek aldım imrendim tağutları

Secde ettim Allah sandım putları

Yüreğimde fitne fesat otları

Yolmadım kendimden utanıyorum



Huşuyu kalp ile secdeye varıp

Ağlayıp sızlayıp hakka yalvarıp

Nolacak adem diye sararıp

Solmadım kendimden utanıyorum

Adem GÜLEÇ

Birgün

Dökülür bir gün dişlerin

Yalpalanır gidişlerin

Bir zaman bütün işlerin

Yaş düşer yavaş yavaş



Öfken kinin garezlerin

İçinde kalır sözlerin

Sürmeli badem gözlerin

şaş düşer yavaş yavaş



Seda vermezler çağrına

Gülerler gider ağrına

Yaralı yanık bağrına

Baş düşer yavaş yavaş



Dalga geçip horlarlarda

Kefen biçip bağlarlarda

Güvendiğin dağlardan da

Taş düşer yavaş yavaş



Alışırsın bunaklara

Ayrı konan çanaklara

Yağmur gibi yanaklara

Yaş düşer yavaş yavaş

Adem GÜLEÇ

Beyaz Tel Şiiri