Eğitim Sitesi

Dün Akşam Şiiri

Dün Akşam

Dün akşam yine yıldızları seyrettim,

Yine seni gördüm o yıldızlarda.

Dün akşam yine bir isyân ettim

Seni benden ayıran bu hâin zamana.



Uğraştım, bir türlü uyuyamadım,

Bir türlü uyku girmedi gözüme.

Sonuna kendimi tutamadım;

Feryâdım yükseldi, tâ gök yüzüne.



Sokaklara düştüm senin yüzünden,

Uykuyu unuttum, bir serseri misâli.

Tükenmek bilmez bu sevgin yüzünden

Ateşlere saldım bu yüreğimi.



Anladım: Sensiz yüzüm gülmeyecek,

Sensiz, görmeyeceğim ben güneşi.

Belli ki ömrüm pek uzun sürmeyecek;

Ne de olsa ayrılık, ölümün ikiz kardeşi.

Ahmet YANIT Şiirleri

  

SeLiM ÇoK GüZeLLL...

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:

Aşk Ve Ayrılık

Yüreğimize çocuksu bir heyecan düştü önce,

Hayatımızı, yeni doğan bir güneşin

O tatlı sıcaklığıyla ısıtıyorduk.

Onun yanında olmadığımız zaman,

Her yer “gurbet”ti.

Yalnızca yârin sînesini

“Sıla” addediyorduk…

Gözlerimizdeki parıltı, umut saçıyordu.

Sonra yüreğimizde yangınlar,

Sonsuz nârlar çıkmaya başladı.

Koyun koyuna terlemelerin sayısı,

Gün-be-gün artmaya başlamıştı.

Buluşma yerlerinde vuslat ânını,

Kalbimizin o telaşlı atışlarıyla

Muhasebe ediyorduk.

Sonra, o geldiğinde,

Sanki “her şey” onunla birlikte geliyordu…



Hâlâ ellerim titrer,

O ellerini ilk defa ve usulca

Elimin içine aldığım günü yâd edince.

Hâlâ dudaklarıma bir yangın düşer,

O bal dudaklarını acemice tattığım gün hatırıma gelince…



Sonra mı?

Bir acı poyraz esti, yalnız onu biliyorum.

Şimdi, neden “beklenmediğimi” düşünsem,

Mahzun, yorgun bir çehreyle

O sisli hatıralara dalıyorum…



Bundan sonrası için yalnız şunu söyleyebilirim:

Gelen bu zemheri ay’ı,

Epey uzun süreceğe benzer…

Ahmet YANIT

Sensizim...

Bir diyâr-ı efkârdayım ey yâr,

Sensizliğin koynunu mesken addetmişim.

Şimdi âfâkımda yalnız sisler var,

Bir meçhûlde yollarımı kaybetmişim...



Nicedir hiçbir ziyâ değmedi gözlerime,

Ben tüm bir cihânı kara bilmişim.

Yokluğunda set kurmuşum sözlerime,

Dilimdeki her lisanı lâl etmişim...


Ahmet YANIT

Özleyen?

İlkin gözlerin battı gönlüme,

Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı

Yürek şehrimin orta yerinde.

Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;

Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.

Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı

Ve bir de ışık misâli parlayan,

Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle

Gözlerimin tâ içine bakan,

Yüreğimdeki yangına körükle koşan

O mahzun hayâlin…



O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,

İnan, hiç de ağlamadım.

Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:

Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…



Biliyordum: Bir yangındı bu.

Acıydı, çileydi semeresi.

Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!

Senin için yazdım, senin için yandım

Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.

Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.

Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...



İlkin hayâlini koydum

Gözlerimin gördüğü her zerreye;

Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:

“Yâr” diye…



“Ya şimdi?” diye sorma sakın!

Bende durum hep aynı:

Gönlümdeki yangın

Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.

Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.

Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.

Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;

Yine uyku tutmuyor;

Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.

Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,

Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…



İşte yine böyleyim:

Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.

Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda

Sabahlara kadar üşüyorum.

Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.

Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi

Resimlerinle avutuyorum.

Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na

Her gün yeni dizeler ekliyorum…



İstanbul’dan, bu zalım gurbetten

İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:



SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...

Ahmet YANIT

Dün Akşam Şiiri