orhan Sayın Ahmet Bey sizi Çok Seviyorum Bu şiiriiz Çok Güzel ve sizin Büyük Bir Hayranınızım Yakında Şİr ALbümü Çıkartıyor musunuz Büyük Bir İlgi ve Alakayla Bekliyoruz canim..:)
Sensizim...
Bir diyâr-ı efkârdayım ey yâr,
Sensizliğin koynunu mesken addetmişim.
Şimdi âfâkımda yalnız sisler var,
Bir meçhûlde yollarımı kaybetmişim...
Nicedir hiçbir ziyâ değmedi gözlerime,
Ben tüm bir cihânı kara bilmişim.
Yokluğunda set kurmuşum sözlerime,
Dilimdeki her lisanı lâl etmişim...
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Seviyorum! feryâdıyle gök kubbeyi çınlatsam
Bilirim ki, kulak tıkar, duymazsın sesimi,
Sana varmak için ne meşakkatleri aşsam
Yine de lâkayt, gerersin ayrılık perdesini.
Ey zalim yâr, bilmem ki hiç umurunda mıyım?
Fark etmiyorsun ya; sayende ben yangınlardayım.
Şu fâni canım dese ki: ‘İnan, sana bağlıyım!’
Hiç acımadan kurşunlar, kesersin nefesimi!
Ahmet YANIT
Sen; sebebi gönül yangınımın alevlerinin
Sebebi sensin, kurduğum tüm cümlelerin.
Yokluğunun boşluğunda hep gezinir durur
Söyle, daha ne kadar boş kalacak ellerim.
Bil ki, hep sana hitap; sanadır tüm şiirler
Gittin, boğazı düğümlendi, cânım dizelerin.
Bir meçhûlden gözüken hayâlin bile eksiltili
Sen bilinmeyen, sen ömrümün gizli öznesisin.
Fikirler anlamsız, nedendir, konu sen olunca
Dili tutuluyor, bildiğim o esrarlı kelimelerin.
Yâr! Güzelliğini bile niteleyemedi sıfatlar
Hakkı yok, yerine geçmeye hiçbir zamirin.
Ben bu denli vurgunken, böyle yanarken sana
Şimdi hangi dizeye sığar söyle, tarifi sevgimin.
Ahmet YANIT
Yüreğimize çocuksu bir heyecan düştü önce,
Hayatımızı, yeni doğan bir güneşin
O tatlı sıcaklığıyla ısıtıyorduk.
Onun yanında olmadığımız zaman,
Her yer “gurbet”ti.
Yalnızca yârin sînesini
“Sıla” addediyorduk…
Gözlerimizdeki parıltı, umut saçıyordu.
Sonra yüreğimizde yangınlar,
Sonsuz nârlar çıkmaya başladı.
Koyun koyuna terlemelerin sayısı,
Gün-be-gün artmaya başlamıştı.
Buluşma yerlerinde vuslat ânını,
Kalbimizin o telaşlı atışlarıyla
Muhasebe ediyorduk.
Sonra, o geldiğinde,
Sanki “her şey” onunla birlikte geliyordu…
Hâlâ ellerim titrer,
O ellerini ilk defa ve usulca
Elimin içine aldığım günü yâd edince.
Hâlâ dudaklarıma bir yangın düşer,
O bal dudaklarını acemice tattığım gün hatırıma gelince…
Sonra mı?
Bir acı poyraz esti, yalnız onu biliyorum.
Şimdi, neden “beklenmediğimi” düşünsem,
Mahzun, yorgun bir çehreyle
O sisli hatıralara dalıyorum…
Bundan sonrası için yalnız şunu söyleyebilirim:
Gelen bu zemheri ay’ı,
Epey uzun süreceğe benzer…
Ahmet YANIT