Eğitim Sitesi

Ölmeden Önce Şiiri

Ölmeden Önce

Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini

Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini

Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini

Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Dostluk gerekli elbet, kara günde zor günde

Beklenti içindesin, düşündün mü dar günde?

Boşa geçen geceler, yapayalnız kor günde

Bugün geçti ömürden, silindi aynısı yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Yontulmamış kütükten, sobalık bile olmaz

Pabuç gibi dil ile, muhabbet kabı dolmaz

Ömrü uzundur belki, sanma ki kaktüs solmaz

Nefsini putlaştıran, insanın gönyesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kokarca gibilerin, sermayesi kokusu

Müktesabatı tamdır, çıkamıyor yokuşu

Kanı bir olsa bile, uyuşmuyor dokusu

İğnesi var batırır, göğsünde sinesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Öfke ile kalkanın, zararı hesaplanmaz

Kısa menzilli oklar, sanma kalbe saplanmaz

Bela ve musibetten, ders alır da uslanmaz

Kısır döngü içinde, nakarat var sesi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Nerede hata yaptık, diye sormaz mı insan?

Eylemine sözüne, kafa yormaz mı insan? ;

Emir var ötelerden, duyup durmaz mı insan

Gururun son nefeste, su içecek tası yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Kundağımız beyazdı, kefenimiz ak olsun

Yorganımız topraktan, verimli ve pak olsun

Başlar sessizce yatar, dirilişte dik olsun

Vicdanı lekelinin, kalbinde ibresi yok

Ölüm nasihat amma, ölene faydası yok



Ali Rıza MALKOÇ 10/04/2011 Bursa



Eyer: Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne

Cânan: Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan

Pabuç: Ayakkabı

Gönye: Açı ölçen cetvel

Kokarca: Etoburlardan, orta boyda, kendini korumak için düşmanına kötü kokulu sıvı fışkırtan, ince, uzun bir kürk hayvanı

Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler.

İbre: Ölçü aletlerindeki hareketli iğne



Ali Rıza Malkoç



Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri:

Cehalet Başa Bela

Okumadan olmuyor

Cehalet başa bela

Kalemle de dolmuyor

Cehalet başa bela



Diploması tasdikli

Aracı dört lastikli

Gittiği yol gedikli

Cehalet başa bela



Haberi yok yazandan

Ayran içer kazandan

Hakk korusun azandan

Cehalet başa bela



Dört söyleyip bir dinler

Destekçisi yeminler

Yetişin ey emînler!

Cehalet başa bela



Beceremez kıskanır

Cihanı sersem sanır

Yorulur da usanır

Cehalet başa bela



Erdim sanır kemale

Kalb şaşırır bu hale

Cüsse değil merhale

Cehalet başa bela



Düstur eyle görgüyü

Kalpten kaldır sürgüyü

Kov gitsin ön yargıyı

Cehalet başa bela



Ali Rıza Malkoç 04/01/2009 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ

İnsan Var İnsancık Var

Seyreyler kâinatı

İnsan var, insancık var

Bakışında sanatı

İnsan var, insancık var



Zerreden yaratılmış

Enaniyet katılmış

Ünvanla parlatılmış

İnsan var, insancık var



Yutar her daim gâmı

Cennettedir makamı

Ders eylemiş ahkâmı

İnsan var, insancık var



Kimisi sever sisi

Kim hürmet dilencisi

Gönüllerin incisi

İnsan var, insancık var



Esintisi öteden

Çağrısı kaç kıtadan

İlham almış atadan

İnsan var, insancık var



Veren el iz bırakır

Altına döner bakır

Sermayesi tam takır

İnsan var, insancık var



Her ân ikram-ı Hüda

Ömür geçer beyhude

Hak kapısında geda

İnsan var, insancık var



Sözü hassas terazi

Toprak tohumdan razı

Esir almış marazı

İnsan var, insancık var





Ali Rıza Malkoç 30/11/2008 Bursa



Enaniyet: Bencillik, benlik

Ahkâm : Hükümler

Hüda : Yaratan, Hakk

Maraz : Hastalık, zorluklar, engel

Ali Rıza MALKOÇ

Sizi Tenzih Ederim

Pirince yapışmış, beyaz taş gibi

Toplumda gizlenen, ne sülükler var!

Meyve diye, hasatta yekün tutan

Sağlama ayrılmış, ne çürükler var !



Dokununca damarına köpürür

Tüm çöpünü, komşusuna süpürür

Anlamsız kavgada, mesnetsiz ürür

Güneşten beslenen, ne sırıklar var!



Derinlik yok, mânâ da yok sesinde

Gayreti bilinmez, neyin peşinde?

Ölçülebilirlik, tek ensesinde

İnsana benzeyen, ne kılıklar var!



Sahte bülbüllerden hayırlı karga

Yanlış hesaplara çıkamam arka

Kırılan cevizler, yaklaştı kırka

Kökleri çürümüş, ne doruklar var!



Hak-hukuk deyince, vicdanen haset

Galoş gerek, dilinde var necaset

Tahlile yollansa, hükmen bir ceset

Horoza özenen, ne ferikler var!



Selden kütük kapar, kurnaz kendince

Cenneti pazarlar, hesabı ince

“insanım” der, sorup sorgulayınca

Karada sürünen, ne balıklar var!



İnsan bazen, yanılır ve aldanır

Dünyayı kör, alemi sersem sanır

Truva atını, tecrübe tanır

Kalpleri solduran, ne soluklar var!



Ali Rıza Malkoç 10/10/2011



dipnot : Meyvesi çamura düşüp kirleniyor diye, ağaca lanet okumak elbette insafsızlık olur; ama ağacın da bu durumdan haberdar olmasında fayda var.



Tenzih etmek : Dışında tutulduğunu bildirmek

Ferik : piliç

Necaset: temiz olmayan, kirli

Mesnet : dayanak

Ürümek: havlamak

Galoş : hijyen sağlayan ince ve şeffaf kılıf

Ali Rıza MALKOÇ

Ölmeden Önce Şiiri