aygün çok güzelll
Son Zil
Cıvıl cıvıl ses veren koridorlar,
Neden bugün suskun, sessizsiniz?
Yoksa matem mi tutuyorsunuz ne,
Şen şakrak öten kuşlarım nerede?
Çiçek çiçek acan okul bahçesi,
Ya sen neden böyle boş ve sessizsin?
Hani çocuklar al satıp bal satardı,
Çocuklar canımıza can katardı.
Durmadan çın çın öten okul zili,
Bıktın mı . sende mi yoruldun? söyle,
Duymuyorum şakıyan şen sesini,
Mazi oldu yıllarım bundan böyle.
Biliyorum son zilin çaldığını,
Benim için bir daha çalmayacaklar,
Sesleneceğim kimse kalmadı artık,
Gitti, gelmez bir daha şen çocuklar.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 13 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 13 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Niçin kaçarsınız benden turnalar
Yoksa beni de avcı mı sandınız
Van Gölü’ne konmayın ha turnalar
Avcılar görürse billah yandınız.
Yine dizilmişsiniz katar katar
Akar durursunuz mavi göklerden
Her biriniz derdime bin dert katar
Uğrar geçersiniz bizim ellerden.
Ya sürüyle ya da çift gezersiniz
Bir başına gören olmaz sizleri
Sonsuz göklerde kanat süzersiniz
Görenlerin buğulanır gözleri.
Bizden de selam götürün turnalar
Geçtiğiniz şehire, beldelere
Ağlayın yüz sürün, sürün turnalar
Yolunuz düşerse kutsal yerlere
Ahmet ALPTEKİN
Güneş batınca başlar bende hüzün,
Anlatması zor bunu hecelerin.
Gece saklanan yüzüdür gündüzün,
Bense yalnız çocuğu gecelerin.
Ne bir ses, ne fısıltı, ne de yar,
Kâbus gibi çöker birden sağırlık.
Gözlerimin kaybettiği bir şey var,
Düşmüş kapaklarındaki ağırlık.
Başımın altında duran taş mı ne?
Nedir çektiklerim yeter sizlerden.
Mızraklar saplanır sanki beynime,
Suret çizilir tavanda izlerden.
Küçük penceremde bekler sabahı,
Pınarı kurumuş yorgun gözlerim.
Söyleyin beni tutan kimin ahı,
Gecelerle karıştı gündüzlerim.
Vakte meydan okuyan saatlerin,
Kafamda balyoz gibi tik takları,
Kahreder beni yalnız gecelerin,
Uykusuz, boş ve soğuk yatakları.
Ahmet ALPTEKİN
Bir çok deve bir merkep başlarında,
Yükün aldı, düştü yollara kervan.
Irmak kenarında, su başlarında,
Oturup dinlendi, su içti pınardan,
Kaynağın arayıp sormadı kervan,
Eşeği önlerine rehber etti,
At ile devenin zoruna gitti,
Geçitli dağlarda yolları yitti,
Etrafını sardı toz ile duman,
Nice haramiye bac verdi kervan.
Bazen kârı oldu, bazen zararı,
İnsanlarla doldu taştı hanları,
Fedailer kolladı sarp dağları,
Kum saati ters döndü, değişti zaman,
Bir gidip,bir geldi bu yolda kervan.
Yıllar geçti koca ömür çürüdü,
Tüccar yük vermedi ayak sürüdü,
Harami yol kesti, itler ürüdü,
Yine de yol aldı ardına bakmadan,
Kalktı yürüdü durmadı kervan.
Çölleri geçerken Mecnun’ u gördü,
Bağrında bir ateştir yanıyordu,
Gözleri dolarak Leyla’yı sordu,
Kervancı da doldu, yutkundu bir an,
Gördüm diyemedi kahroldu kervan.
Ticaret ayrıldı bilmem kaç kola,
Ne han kaldı, ne gurbet, ne sıla,
Dönüp baktı gidip geldiği yola,
Katarlar dizilmiş, dönmüş o devran,
İzini yitirdi kayboldu kervan.
Ahmet ALPTEKİN