Yalnızlar
Kökünden koparılmış
Aşklar, sevdalar yalnız
Mânâ, ruhuna küsmüş
Sözler, sâdâlar yalnız
Biraraya zor gelen
Yüze yapmacık gülen
Kavuşmak meğer yalan
Sessiz vedalar yalnız
Beklemek düşmez sana
kaydediver yasana
Bilinmeze bu sene;
Göçen vefalar yalnız
Yakın-Uzak demeden
Her zorluğu dem eden
Vicdan düşse kümeden
Garip davalar yalnız
Üretir tarttıramaz
Önyargı attıramaz
Benliği sattırmaz
Salim kafalar yalnız
Aldanmışla, adanmış
Biri taş, biri canmış
Görüntüler yalanmış
Cevr-ü cefalar yalnız
Sahte bülbül deşifre
Yalan vardırır küfre
Huya düşünce tafra
Zevk-ü sefalar yalnız
Boşaltırsan içini
Öz değerler taçını
Yol istersen saçını
Kalbî küfeler yalnız
Ali Rıza MALKOÇ 24/11/2010 Bursa
Sâdâ : Gür ses Dem:Soluk,nefes,zaman Cevr-ü cefa : Zorluk,eziyet,sıkıntı
Küfe: Örgülü sepet, saklama kabı Salim: Sağlam,sakin
Tafra: Çalım, böbürlenme, yüksekten atma, abartma,olduğundan büyük görünmeye çalışma
Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Dünya Fanidir De Ben Baki Miyim?
Sığamadık, yeni mekan edindik
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Ömür son limanda, boşa didindik
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Bazen bulduk çivi, kayboldu keser
Tahta yer beğenmez, eşiğe küser
Su alır çatımız, hep yeller eser
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Güneş açtı, arıyoruz serini
Özlemle bekledik, dağın karını
Ölmeyince sattık, mezar yerini
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Fezaya sığmayan arzularım var
Sütunlardan taşan yazılarım var
Görülür-görülmez, sızılarım var
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Geçit vermez dere, atlayamadım
Geldi geçti bayram, kutlayamadım
Maddeyi-manayı, katlayamadım
Şu fâni dünyaya yerleşemedik
Kırk açık kapıya, yol mu tıkanır?
İnadına, kirli suyla yıkanır
Gören de ezelî düşmanlık sanır
Fikirde sevdada, birleşemedik
Ali Rıza Malkoç 15/02/2007 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ
Vasiyetname
Vasiyetnâme (2)
-oğula, oğullara, oğulverenlere –
Vâsi atanırsa, hür iradene
Aklını, fikrini çaldırma oğul
Sorumluluğun var, can varedene
Vazifen yaşatmak, soldurma oğul
Hem dünyalık gözün, hem kalbî gözün
Açık olsun, herkes anlasın sözün
Dimdik dursun başın, hep gülsün yüzün
Su ver fidanlara, öldürme oğul
“İnsan insan” diye yola çıkarlar
İki laf eylesen, sözü tıkarlar
Doğmasa da güneş, eriyor karlar
Hukuksuza pabuç deldirme oğul
Taş üstüne taş koyanlar, taş atmaz
Gönül mimarının, çivisi batmaz
Hakk’ı bilen, halka rağmen dayatmaz
Görgüsüze set ol, güldürme oğul
Acı acı, büyüttük bu ağacı
Meyve değil, zehir sundu ne acı
Dünya nimetleri, başının tacı
Sakın ha olmasın, aldırma oğul
Bahçende yetişsin, çiçekler, renk renk
Gönül harmanımız, gülistana denk
Çeşitlikte huzur, bütünlük ahenk
Gayrısını kalbe doldurma oğul
Nereden Baktığın, nerde durduğun
Önem taşır, hayalinde kurduğun
Kimi matemdedir, kimine düğün
Selâmı-sabahı kaldırma oğul
Çıkmaz sokak, kör düğümde yol aldık
Zulüme denk, horlanmayla hâl aldık
Çiçekten bal, yanan daldan kül aldık
Zirveleşen ruhu, böldürme oğul
Malkoç Ali, Rıza göstermez buna
İnsan haykırmalı, ve çözüm suna
Dünyanın ekseni, kayıyor kana
Despotun çarkını, oldurma oğul
Ali Rıza Malkoç Bursa, 27/11/2010
Vâsi: Akılca noksan veya ölen kişinin tüm hak, yetki ve sorumluluklarını yöneten kimse
Mâtem: Yas, elem, keder, üzüntü
Despot: Baskı ile yönetimi yöntem edinmiş zorba
Ali Rıza MALKOÇ
Değilmiş
Söylenen bunca söz kalmış öğütte
vefa; semtin adı "bile" değilmiş...
Balık çıkmış, güneşlenir söğütte
İnen yağmur küle, "göle" değilmiş...
Hani insan donup kalır ya bazen
Dört mevsim gözünde tüllenir hazan
Ne dinleyen anlar, ne mutlu yazan
Yolculuk gönülden "dile" değilmiş...
Öğütür zamanı, akrep-yelkovan
Bize mekân dünya, arıya kovan
Temelsiz bir ömür, besbelli yavan
Kâinat bir gurbet, "sıla" değilmiş...
Yanılt beni, zannımdan geri çevir
İşte bu beklenen, yakışan tavır:
Fikrine yapışan putları devir
Her ter ve gözyaşı, "çile" değilmiş...
Kimi din satıyor, tezgâhında din!
Kin doldurur kimi, heybesine kin!
Kandan beslenenin, hüsranı yakin
Saplanan her çivi, "nala" değilmiş...
Rekabetle, husumet bir tutulur,
Sözler yara açar, öz uyutulur
Sunulan mı?... ne yenir, ne yutulur
Bütünlük görüntü "ile" değilmiş...
İnsan var darası özünden ağır
Bencil, poliyüzlü, ukalâ, sağır
Gir sen de şiire, bağır ha bağır:
Bunca naz ve endam "güle" değilmiş...
İnsana yatırım yapıp da kes ye (!)
Kazandığın, helâl midir keseye?
Dilerseniz, yazalım dört köşeye :
Ölmüşüz, okunan "sâlâ" değilmiş...
Ali Rıza MALKOÇ 22/05/2010 Bursa
Ali Rıza MALKOÇ