aniş otlu YANLIZLARDANIM
Yalnızlardanım?
Kurumuş bir gül gibi kaldım ortada,
Suya hasret kalıp, yananlardanım.
Bu ayrılık acısı girdi kanıma,
Şimdi bir meçhulde, yalnızlardanım.
Sensizlik sinemi yakıp duruyor,
Hiçbir çare bana merhem olmuyor,
Sen gittin; dünyama güneş doğmuyor,
Şimdi karanlıkla dost olanlardanım.
Yardan ayrı kalması zorumuş meğer,
Şu hasretten acısı yoğumuş meğer,
Sensiz her dakika yıla eşdeğer,
Şimdi vuslat için gün sayanlardanım.
Bilmem ne yaparsın yaban ellerde,
Ben berduş oldum şimdi sayende.
Ha bugün, ha yarın yâr gelecek diye,
O tozlu yollara bakanlardanım.
Sensizken bıkıyorum ben yaşamaktan;
Kendi mezarını kendi kazanlardanım.
Sevenini acımadan ateşe atan,
Bir zalime şiir yazanlardanım.
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Dün akşam yine yıldızları seyrettim,
Yine seni gördüm o yıldızlarda.
Dün akşam yine bir isyân ettim
Seni benden ayıran bu hâin zamana.
Uğraştım, bir türlü uyuyamadım,
Bir türlü uyku girmedi gözüme.
Sonuna kendimi tutamadım;
Feryâdım yükseldi, tâ gök yüzüne.
Sokaklara düştüm senin yüzünden,
Uykuyu unuttum, bir serseri misâli.
Tükenmek bilmez bu sevgin yüzünden
Ateşlere saldım bu yüreğimi.
Anladım: Sensiz yüzüm gülmeyecek,
Sensiz, görmeyeceğim ben güneşi.
Belli ki ömrüm pek uzun sürmeyecek;
Ne de olsa ayrılık, ölümün ikiz kardeşi.
Ahmet YANIT
Artık her şey beyhûde...
Zaten, zoraki gülmelerle hep avuntularımız.
Bir tekerrürden ibaret değil mi, söyle,
Şu perîşan hayata kattıklarımız...
Yalnızlığın buğusu çöktü gönül penceremize
Yollar hep kapalı, giden, birbirimize.
Biliyorum ey mehlika! Önce karlar yağacak
Akabinde çığlar düşecek zülüflerimize...
Artık her şey beyhûde...
Gönlüm ne feryâd eder artık, ne figân.
Kucaklar dolusu mutluluk döksen önüme,
Vîran olur karşımda, olmaz tercümân...
Çekerim, sensizlik yazılmışsa şâyet, kaderime.
Zahmet etmesin tabîb, derman yoktur derdime.
Sonrasında yak istersen, târ u mâr et beni,
Temennîmdir; gözlerin son kez değsin gözlerime...
Ahmet YANIT
İlkin gözlerin battı gönlüme,
Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı
Yürek şehrimin orta yerinde.
Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;
Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.
Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı
Ve bir de ışık misâli parlayan,
Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle
Gözlerimin tâ içine bakan,
Yüreğimdeki yangına körükle koşan
O mahzun hayâlin…
O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,
İnan, hiç de ağlamadım.
Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:
Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…
Biliyordum: Bir yangındı bu.
Acıydı, çileydi semeresi.
Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!
Senin için yazdım, senin için yandım
Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.
Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.
Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...
İlkin hayâlini koydum
Gözlerimin gördüğü her zerreye;
Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:
“Yâr” diye…
“Ya şimdi?” diye sorma sakın!
Bende durum hep aynı:
Gönlümdeki yangın
Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.
Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.
Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.
Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;
Yine uyku tutmuyor;
Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.
Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,
Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…
İşte yine böyleyim:
Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.
Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda
Sabahlara kadar üşüyorum.
Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.
Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi
Resimlerinle avutuyorum.
Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na
Her gün yeni dizeler ekliyorum…
İstanbul’dan, bu zalım gurbetten
İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:
SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...
Ahmet YANIT