ZEKİ ZEKİYE
YER : Okul bahçesi,
Kişiler : 1. Zekiye Taşkıran : Öğrenci lise bir
2. Fikret Uyanık otuz yaşlarında Tarih öğretmeni
Konu : Zekiye öğretmeninden para ister. Öğretmeni Fikret de vermemenin yollarını arar.
Fikret bahçede nöbet tutmaktadır. Zekiye neşeyle sahneye girer, öğretmeni görünce üzüntülü duruma geçerek yanına yaklaşır.Zekiye bahçede dolaşan öğretmeninin yanına çekinerek yürür.
Fikret : Kızım Zekiye ne oldu?
Zekiye : Bir şeyim yok öğretmenim.
Fikret : Üzgün duruyorsun.
Zekiye : Nasıl anladınız öğretmenim.
Fikret : Yılların verdiği deneyim.
Zekiye : Kaç öretmenin yanından geçtim hiç biri anlamadı.
Fikret : Arkadaşlarla aramızdaki fark işte. Söyle derdini.
Zekiye : Utanıyorum öğretmenim.
Fikret : (Eğilerek, sır veriyormuş gibi..) Kızım Zekiye,ben her zaman demez miyim, “Ben sizin annenizim.”diye.
Zekiye : Diyorsunuz öğretmenim. Onun için sizin yanınıza geldim.
Fikret : Çok iyi etmişsin. Umarım derdine derman olabilirim.
Zekiye : Öretmenim siz çok iyisiniz.
Fikret : Bırak bunları. Derdini söyle.
Zekiye : Söyleyemiyorum.
Fikret : İnsan annesinden çekinir mi?
Zekiye : Çekinmez.
Fikret : Demek ki beni anne olarak görmüyorsun.
Zekiye : Öretmenim sizi annemden daha çok seviyorum.
Fikret : Ben de seni çok seviyorum.
Zekiye : Öğretmenim diğer öğretmenler duymasın, siz bu okulun en iyi, en güzel, en sevecen öğretmenisiniz.
Fikret : Kızmaya başlıyorum…. kızıyorum. Hadi söyle derdini.
Zekiye : Öğretmenim beş lira verir misiniz?
Fikret : (Anlamamış gibi yapar, ne söyleyeceğini bilemez, düşünür. Para sözcüğünü paradan iğreniyormuş gibi söyler.) Zekiye ne yapacaksın parayı?
Zekiye : Dondurma alacağım öğretmenim.
Fikret : (Şaşırmıştır) Hıııh! (Düşünür. Kurnazca gülümser.) Kızım Zekiye, dondurma temel gereksinim değil. Zevk için para harcamak doğru değildir. İnsanın zevkleri bitmez. Burası bir eğitim yeridir. Sen dondurma almamakla isteklerini eğitiyorsun. Yaşama böylece hazırlanmış olacaksın. Bilgiler unutulur ama alacağın bu eğitim asla unutulmaz.
Zekiye : Dondurmanın nasıl yendiğini de unuttum da.
Fikret : Nereden geldi aklına?
Zekiye : Arkadaşlarım karşımda yalaya yalaya yiyorlardı canım çok çekti öğretmenim.
Fikret : İşte, ayıp diye buna derler. Arkadaşlarının yaptıkları çok çok ayıp.
Zekiye : Arkadaşlarım bu ayıbı her zaman yapıyorlar.
Fikret : Aaaa!
Zekiye : Hem de gözümün önünde.
Fikret : Arkadaşların dondurma yemiş senin gözün kalmış.
Zekiye : Evet hem de çok kaldı.
Fikret : Sen de dondurma yersen arkadaşlarının gözü kalır. Ayıp üzerine ayıp olur.
Zekiye : Kimselere göstermeden yerim.
Fikret : (Düşünür) Ayıp, ayıp açık yapınca çok ayıp gizli yapınca ayıp... Hem fiyatı ayıp, hem üşütürsün annene babana karşı ayıp olur. Bak bu güzel oldu. Dondurmaya verilen paralar kitaba verilse…
Zekiye : Kitap alayım öğretmenim.
Fikret : Al kızım, al oku.
Zekiye : Beş bin lira verir misiniz öğretmenim.
Fikret : (Ne diyeceğini şaşırır, başını sağa sola çevirir.) Kızım canım benim! Kütüphaneler kitap dolu. Senin gibi zeki Zekiyeleri bekliyor.
Zekiye : Kütüphaneler kitap dolu. Parayla almaya gerek yok. Öğretmenim, dondurmanın da kütüphanesi var mı?
Fikret : Zekiye, sen zeki bir kızsın.
Zekiye : Herkes öyle diyor öğretmenim. Sizlerin sayesinde okuyacağım.
Fikret : Oku kızım oku. Bak arkadaşların dondurma yiyor sen yiyemiyorsun.
Zekiye : Beş lira verseniz ben de yerim öğretmenim.
Fikret : (Kızmıştır, başını sağa sola çevirir.) Arkadaşların dondurma yiyor sen niye yiyemiyorsun?
Zekiye : Annem babam yoksul.
Fikret : Anladın mı Zekiye?
Zekiye : Neyi öğretmenim?
Fikret : Bazı kişiler varsıl, bazı kişiler yoksul.
Zekiye : Anladım öğretmenim.
Fikret : Öyleyse bazı öğretmenler varsıl bazıları yoksul oluyor.
Zekiye : Tüm öğretmenler aynı aylığı almıyor mu?
Fikret : Gel şöyle. Gel gel… Olaya hep aynı yerden bakıyorsun Zeki Zekiye. Burası eğitim öğretim yeriyse bizim de görevimiz aynı olaya, aynı düşünceye farklı açılardan bakmasını öğretmek. Şimdi bak bakalım ne görüyorsun?
Zekiye : Dondurma yiyen arkadaşları. Ayşe vanilyalı, Melisa sade, Hakan kakaolu yiyor. Ne güzel yalıyor, yalıyor. Aaay! Isırdı.
Fikret : Zekiyeciğim, gözünün önünde iki tane havuz var. Gördün mü havuzları?
Zekiye : Gördüm öğretmenim.
Fikret : Havuzun hangisi büyük hangisi küçük?
Zekiye : Soldaki küçük, sağdaki büyük.
Fikret : Çok güzel. İki havuza da akan birer çeşme var.
Zekiye : Gördüm.
Fikret : Çeşmelerden akan suların debileri aynı. Görüyorsun.
Zekiye : Görüyorum öğretmenim.
Fikret : Sağdaki havuz ağzına kadar su dolu.
Zekiye : Üstünden taşıyor.
Fikret : Havuz ağzına kadar dolu olduğu için suyun şırıltısı gelmiyor.
Zekiye : Orada yüzmesi ne güzel olur.
Fikret : (Küçümseyerek, aşağılayarak söyler.) Soldaki havuza bak. İiii… ( Kalabalık bir yerdeymiş gibi bağırarak konuşur. )
Zekiye : Dediklerini anlayamıyorum suyun sesinden. Havuzun her yanını yosun kaplamış. Öğretmenim dibinde kocaman bir delik var.
Fikret : İki havuzu karşılaştır.
Zekiye : Sağdaki havuz her yanı çok güzel sıvanmış. Ağzına kadar dolu. Soldaki havuza akan su yosunları kandırmaz.
Fikret : Sonuç…
Zekiye : Boş havuz çok ses çıkarır.
Fikret : Bugünlük bu kadar eğitim yeter Zeki Zekiye. (Öğretmen uzaklaşmaya başlar.)
Zekiye : ( Sinirlenir, uzaklaşan öğretmen bakar gülümser. Bağırarak ağlamaya başlar. )
Fikret : (Öğretmen geri döner.) Kızım niye alıyorsun?
Zekiye : Dondurmaaaa!. Canım çok çektiii!
Fikret : Bu kız düşündüğümden daha zeki, kurnaz. (Düşünür ağlamaya başlar.)
Zekiye : (Ağlayarak) Öğretmenim siz niye ağlıyorsunuz?
Fikret : Çok sevdiğim, canım öğrencim, zeki Zekiye’ye dondurma alamadığım için ağlıyorum.
Zekiye : Ağlama öğretmenim. Geçti. Canım artık dondurma istemiyor. Dondurma yiyecek gizli bir yer de bilmiyorum. Ağlama öğretmenim Ağlayıp da beni de üzme. Hoşça kal öğretmenim. ( uzaklaşırken) Cimri…
Fikret : (Çaktırmadan gülümser.) Güle güle kızım. Bir sorunun olduğu zaman hiç çekinmeden gel yanıma. Uyanık, Zeki Zekiye. Bana tarih dersi vermeye kalkıyor. Kızım benim alanım tarih.
Bacak kadar boyuyla duygu sömürüsü yaparak öğretmeni kandırmaya çalışıyor.
Yok artık eski öğretmenler. Bizler profesyonel öğretmeniz. Mademki toplumda herkes profesyonelleşiyor … Özverili öğretmen, çulsuz öğretmen devri çoktan kapandı.
Forma aşkı, yani eğitim aşkı öğretmeni çoktan aştı.
2 Ekim 2012
Yazan : CAHİT KAYA cahitkayayck@gmail.com
24 Kasım Öğretmenler Günü İle İlgili Skeç Zeki Zekiye oyuncuklar okul skeçleri kısa tiyatro oyunları piyesler CAHİT KAYA öğretmenler günü skeç öğrenci piyesleri