ASLA VAZGEÇME
ÇOCUK :SelamünAleyküm
İHTİYAR :Aleyküm selam delikanlı. Hayrola ne arıyorsun bu ıssız dağ başında?
ÇOCUK :Adım Sinan benim. Bağdat'tan geliyorum.
İHTİYAR :Ne iş yapıyorsun, nereye gidiyorsun böyle?
ÇOCUK :Valla uzun hikaye amca.
İHTİYAR :Acelen mi var? Yorulmuşsun, gel otur, dinlen biraz. Hem de hikayeni anlatırsın.
ÇOCUK :Doğru dersin. Yolum uzun. Biraz dinlenip sonra devam ederim. Hem burada bir kuyu da varmış içinde su var mı bari?
İHTİYAR: Var, var Hemen içme ama. Terlisin, hasta eder,
ÇOCUK :Niye hasta etsin ki?
İHTİYAR: Su çok soğuk. Sen de çok terlisin. Hele biraz dinlen. Sonra kuyudan su çeker, içersin.
ÇOCUK :Peki,peki.
İHTİYAR :Ee, anlat bakalım...
ÇOCUK :Ben Anadoluda yaşıyordum. Yaşlı, gariban bir anam vardı. Babamın ölümünden sonra,tarlamızın bir kısmını sattı. Parasını bana verdi. Bağdat'a gidip okumamı, büyük adam olmamı istedi. Bende düştüm yola, vardım Bağdat'a. Kendime bir okul buldum. Eğitime başladım. Okuyup büyük adam olacaktım.
İHTİYAR :Ee, peki şimdi niye geri dönüyorsun öyleyse? Okul tatile mi girdi?
ÇOCUK :Yok amca, ne tatili, daha okul başlıyalı bir ay oldu.
İHTİYAR: Madem okul devam ediyor sen nereye gidiyorsun?
ÇOCUK :Valla nasıl desem bilmem ki... Okul bildiğin gibi değil. Dersler çok zordu. Çok çalıştım ama yine de anlıyamadım.
İHTİYAR :Niye anlıyamadm? Zekan ile ilgili bir sorun mu var?
ÇOCUK :Yoo, aptal değilim...
İHTİYAR :Madem aptal değilsin, o zaman sorun derslerin zorluğu olamaz.
ÇOCUK :Ama, Matematik, Fen, gibi dersleri kavrayamıyorum. Kafam almıyor... Bu yüzden okulu bıraktım. Köyüme dönüyorum. Tarla işleriyle uğraşacağım. Okumak bana göre değil.
İHTİYAR :Neyse, terin kurudu. Haydi şu kuyunun başına geç. Kovayı aşağıya salla. Biraz su çekse de beraber içelim bakalım.
ÇOCUK :Sahi ya, su içecektim ben. Önce bir kova su çekelim. Bismillah.
İHTİYAR :İpi sıkı tut. Sakın kuyuya düşürme kovayı.
ÇOCUK :Merak etme, çocuk değilim...
İHTİYAR :Delikanlı...
ÇOCUK :Efendim amca...
İHTİYAR :Dikkat ettin mi, kovanın ipi sen suyu çekerken nereye sürtünüyor?
ÇOCUK :Kovanın ipi nereye mi sürtünüyor? Kuyunun kenarındaki taşa... Niye sordunuz?
İHTİYAR :Peki ip taşı etkilemiş mi?
ÇOCUK :Nasılyani?
İHTİYAR :Peki şöyle sorayım, ip mi taşı keser, taş mı ipi keser sence?
ÇOCUK :Tabi ki taş ipi keser.
İHTİYAR :Bak bakalım kuyunun kenarındaki taşa,..
ÇOCUK :Aaa, sahi! Bu taşı kovanın ipi kesmiş. Ama nasıl olur?
İHTİYAR :Olur olur... O ip haftalardır sürtüne sürtüne o taşı bu hale getirdi bak. Peki şimdi söyle bakalım. Bundan nasıl bir ders çıkarmalısın.
ÇOCUK : Bundan nasıl bir ders çıkarabilirim?
İHTİYAR :Düşün bakalım...
ÇOCUK :Şeey, buldum, harikasın amca!
İHTİYAR :Ne düşündün?
ÇOCUK :Bu ip, bu kadar zayıf olmasına rağmen sürekli gide gele, gide gele bu sert taşı kesmiş... Benim aklım da, zekam da o zor derslerin hakkından gelebilir. Yeter ki pes etmeyeyim. Aylarca, haftalarca uğraşayım. Eğer pes etmezsem başarırım.
İHTİYAR: Yaa, azmin elinden ne kurtulur?
ÇOCUK :Teşekkürler amca. Ben Bağdat'a geri dönüyorum. Bu benim hayatımın en güzel dersiydi. Haydi Allahaısmarladık...
İHTİYAR :Güle güle Evladım. Allah zekanı açık etsin... Unutma, mermeri delen suyun gücü değildir. Mermeri delen, damlaların sürekliliğidir....
Asla Vazgeçme kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları