BİR YASTIKTA KIRK YIL
DEDE :Hadi hanım,daha hazırlanamadın mı?
NİNE :Patlama geliyorum, körolmayasıca!
DEDE :Yahu yarım saattir bekliyorum. Burada toprağa kök salacağım neredeyse. Ağaç oldum beklemekten...
NİNE :Nerde o günler! Ağaç olsan bir işe yarardın. Keser odun yapardım. Kışa yakacak odun da almadın eve...
DEDE :Para mı bıraktın cüzdanda? Yetmedi ömrümü yedin.
NİNE :Hah haay! Asıl sen beni tükettin. İşte geldim. Ne bar bar bağırıyorsun böyle?
DEDE :Hele şükür gelebildin. Ne bu senden çektiğim ya. Bir yere gidelim dedik mi ancak bir saatte hazır olabiyosun.
NİNE :Ne yapacaktım ya, ben bir hanımefendiyim. Süslenip püslenmeden sokağa çıkılır mı? Şu haline bak, bir kamyon kömür indirmiş gibisin.
DEDE :Yahu hanım, seni alan almış zaten, daha kime beğendireceksin kendini? Zaten yaktın beni, yeni bir kurban mı arıyorsun?
NİNE :Asıl sen beni yaktın. Ben gencecik, fidan gibi, gül kokulu bir kızken az mı dolaştın peşimde?
DEDE :Kim, ben mi dolaştım? Asıl sen benim peşimde dolaştın.
NİNE :Pışşık! Benden bir haber alabilmek için küçük kardeşime gofret, çikolata filan aldığın yalan mı?
DEDE :Ben kardeşine öylesine alıyordum onları... Sevaptır diye...
NİNE :Bak bak baak! Madem o kadar hayırseversin de niye bana da fistan, yazma almadın hiç?
DEDE :Ne yani bana cimri mi diyorsun?
NİNE :Cimrisin tabi...
DEDE : İspatla...
NİNE :Saçını taradığın tarağı göster bakalım.
DEDE :İşte...
NİNE :Say bakalım kaç dişi var? Bir, iki... Tarakta iki tane diş kalmış, hala yenisini almıyorsun, cimrisin işte!
DEDE :Nankör, geçen yıl eve bir kavanoz bal almadım mı?
NİNE :Aldın aldın! Ama nasıl yedirdin? Ekmeği kavanozun dışına süre süre... Ağzımız bal mı gördü?
DEDE :Allah gözünü doyursun, onu da bulamayanlar var...
NİNE :Üüü, üüü... Komşular komşular duyuyorsunuz değil mi? Ne bahtsız kadınmışım ben...
DEDE :Allah'tan kork, gül gibi kocan var!
NİNE :Koca ama ne koca! Akşama kadar sokaklarda it nallıyor. Akşam evde yan gelip yatıyor. Geceleri de sabaha kadar horul horul horluyor...
DEDE :İftira atma, ben horlamam... O ses yatağın gıcırtısıdır...
NİNE :Bak kendi ağzınla söyledin işte. Yatak eskidi diyorum da kabul etmiyordun. 40 yıl önce almıştın o yatağı...
DEDE :Evlenirken bir yastıkta 40 yıl için sözleşip "Bir yastıkta kocayalım" dememiş miydik?
NİNE :O mecaz anlamdaydı.
DEDE :Onu bunu bilmem ben, bir yastıkta, bir yatakta kocayacağız.
NİNE -.Senin daha kocayacak halin mi kaldı, ayakta zor duruyorsun.
DEDE :Hadi canım sen de. Civan gibiyim. Bak şu pazulara...
NİNE :Kimi kandırıyorsun, onlar pazu filan değil. Senin gibi üst üste 9 tane kazak giysem benim de öyle pazularım olur.
DEDE :Taşı sıksam suyunu çıkarırım ben...
NİNE :Güleyim bari, ekmeği bölerken bile benden yardım istiyorsun. Nerde kaldı taşın suyunu çıkartmak?
DEDE :Öleyim o zaman...
NİNE :Sen bilirsin. Zaten hala nasıl yaşıyorsun, ona şaşırıyorum.
DEDE :Çok kırıldım...
NİNE :Yaa, surda tutkal vardı, dur seni yapıştırayım... Kırılmışmış! Yıllarca ben kırılırken neredeydi gönlün? Neler çektim senden neler? dersimiz.com
DEDE :Asıl ben senden çektim. Bunca yıl ne zaman yemeğe zehir kor da beni öldürür diye yaşadım.Pişirdiğin ekmeği önce kediye yedirdim hep. Sorun yoksa ben de yedim.
NİNE :Başka...
DEDE :Beni çimdirirken hep sıcak suyu birden döküverdin başımdan aşağıya.
NİNE :Başka.
DEDE :Geceleri de kandili hiç söndürtmedin bunca yıl. Gözüme uyku girmedi... Neymiş şiir yazıyormuş.. Şiir de neymiş?
NİNE :Şiir ahenk demektir, sen ne anlarsın ahenkten.
DEDE :Bizim keçinin sesi bile senin şiirlerinden ahenkli...
NİNE :Nerden biliyorsun, hiç dinlemedin mi ki yazdığım şiirleri?
DEDE :Oku da dinliydim.
NİNE :Dinle bu şiiri sana yazdım:
Ben ilk sende açtım gözümü,
Bir kez olsun dinledin mi sözümü?
Söndürdün ocağımı közümü,
Yordun beni, yokuş ettin düzümü.
Bazen gülerek bazen bilerek,
Perişan ettin beni, büktün belimi.
Armudun sapını, üzümün çöpünü bahane ederek
Patlattın gözümü, kırdın elimi.
DEDE :Ee, ne zaman başlayacaksın şiir okumaya?
NİNE :Okudumya...
DEDE :Bu şiir miydi?
NİNE :Yok canım, komşunun eşeği anırıyordu. Tövbe tövbe.
DEDE :Hadi hadi fazla eğleştik, yürü gidelim.
KAYNANA :Heey, durun bakalım.
DEDE :Eyvah anama yakalandık.
NİNE :İşte şimdi ayvayı yedik...
DEDE :Buyur ana ne diyosun?
KAYNANA :Dondurma yemeye gidiyorsun, hem de benden habersiz ha...
DEDE :Yok ana, ne dondurması?
KAYNANA :Ya nereye böyle?
DEDE :Şeey!
KAYNANA :Lafı geveleyip durma nereye kaçıyordunuz?
DEDE :Ne kaçması ana, kaçtığımız filan yok...
NİNE :Ana biz mahkemeye gidiyorduk...
KAYNANA :Mahkemeye mi? Niye o?
DEDE :Biz boşanacağız...
NİNE :Evet boşanacağız ana...
KAYNANA :Hönk!
DEDE :Biz geçinemiyoruz.
NİNE :Kedi köpek gibiyiz.
DEDE :Kedi benim tabi.
NİNE :Bana bak...
KAYNANA :Heey, durun bakalım. Bu meseleyi hallederiz. Söyle bakalım gelin hanım, sen bu ihtiyardan niçin ayrılmak istiyorsun?
NİNE :Horluyor, cimri, pasaklı, ağzı bozuk, evi otel sanıyor.
KAYNANA :Ya sen oğlum, sen niye ayrılmak istiyorsun bu kadından...
NİNE :Horladığıma kızıyor, cimri olduğumu söylüyor, pasaklısın diyor, ağzım bozukmuş, neymiş evi otel sanıyormuşum vs. vs. Bu yüzden...
KAYNANA :Haa! Demek tüm mesele bu? Ver bakayım sen şu bastonu bana...
DEDE :Ne yapacaksın bastonu ana?
KAYNANA :Ver sen ver...
DEDE :A1 bakalım.
KAYNANA :Dön arkanı benden yana... Hah tamam dur öyle. Al bakalım.
DEDE :Allah yandım anam, ana ne vuruyorsun yahu?
KAYNANA rKörolmayasıca. 70 yaşına geldin hala adam olmadın. Bu kadın olmazsa senin halin ne olur? Çamaşırını kim yıkar, yemeği kim yapar? Evini kim siler süpürür? Yatağını kim serer toplar? Yarın yatalak olsan sana kim bakar? Al bakalım...
DEDE :Oy, oy, oy! Yandım anam, dur vurma. Tamam tamam, vazgeçtim ben boşanmaktan...
KAYNANA :Ya sen gelin hanım. Al bir de sana...
NİNE :Vışş anam... Ne vuruyon gıız?
KAYNANA :Demek boşanacaksın ha. Söyle bakalım bahçendeki köpeğe hergün yemek veriyor musun?
NİNE :Evet.
KAYNANA :Suyunu vermeyi unuttun mu hiç?
NİNE :Ya...
KAYNANA :Arasıra havlayıp rahatsız ediyor mu?
NİNE :Eh, ediyor işte...
KAYNANA :Biti piresi var mı?
NİNE :Bitsiz piresiz it olur mu hey ana?
KAYNANA rAltının pisliğini temizliyor musun onun.
NİNE :Tabi temizliyom.
KAYNANA :Niye yapıyorsun bunları?
NİNE :Bahçeye hırsız mırsız girmesin diye...
KAYNANA :Demek öyle ha, al bakalım.
NİNE :Vışş, yine yandım anam! Giz ana niye vuruyon ikide bir?
KAYNANA :Bu yaştan sonra boşanan avradı böyle döverler. Senin neyine atmışından sonra koca boşamak? Kim alır bundan sonra seni? Kapmdaki köpeği bile besliyorsun piresine bitine rağmen. Evini bekleyen, seni koruyup gözeten kocanı mı atacaksın sokağa?
NİNE :Ben hiç böyle düşünmemiştim yahu.. Ana dur vurma. Ben de vazgeçtim boşanmaktan. Mecit, Mecit, hadi gel evimize geri dönelim.
DEDE :Bir şartla dönerim: Horladığım zaman burnuma kokmuş çorap tıkamak yok! Tamam mı?
NİNE :Tamam, tamam. Yürü bakalım...
Bir Yastıkta Kırk Yıl kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları