Eğitim Sitesi

Skeç: Doğruluğun Mükafatı

DOĞRULUĞUN MÜKAFATI: ODUNCU :Yahu bu odunlar da amma ağırmış ha. Belim kırıldı neredeyse... Biraz dinlensem de yola öyle mi devam etsem acaba? Hah şurada bir kuyu var. Susamıştım da zaten. Orada dinlenirim, hem de susuzluğumu gideririm. Şu odunları sırtımdan bir indireyim hele, hooop tamam. Oh be dünya, varmış ...

Skeç: Doğruluğun Mükafatı

DOĞRULUĞUN MÜKAFATI

 

ODUNCU :Yahu bu odunlar da amma ağırmış ha. Belim kırıldı neredeyse... Biraz dinlensem de yola öyle mi devam etsem acaba? Hah şurada bir kuyu var. Susamıştım da zaten. Orada dinlenirim, hem de susuzluğumu gideririm. Şu odunları sırtımdan bir indireyim hele, hooop tamam. Oh be dünya, varmış ha...Baltamı da kuyunun yanma koyayım. Aman Allah'ım baltam, baltam kuyunun içine düşüverdi! Hay Allah, nasıl çıkaracağım şimdi ben o baltayı kuyunun içinden? Allah'ım ne olur bana yardım et. Ben fakir bir adamım. Balta ile odun kesip satıyor, evime yiyecek alıyordum. Şimdi ne yer, ne içeriz biz? Param da yok ki yeni bir balta alayım. Allah'ım, ey yüce Allah'ım, ne olur bana bir çıkar yol göster...

HIZIR  : Heey! Kim o dertli dertli sızlanan?

ODUNCU     : Kim konuşuyor, kim var orada?

HIZIR  : Benim ben...

ODUNCU    : Aman Allah'ım, sen de kimsin?

HIZIR  : Bana Hızır derler. Adımı duymuş sundur.

ODUNCU     :Tabi ya, duymaz olur muyum? Bir sıkıntı anında insanları yardımına koşan Hızır sensin. Ne olur bana yardım et.

HIZIR  : Ne oldu, nedir derdin?

ODUNCU    :Baltam şu kuyuya düşüverdi. O olmazsa dağdan odun kesip satamam. Karım ve çocuklarıma yiyecek alamam. Ne olur şu baltamı bana geri ver.

HIZIR  :Dur bakalım bir çaresine bakarız.... Önce şukuyuya inelim hele.

ODUNCU    :Hay Allah! Kuyuya indi... Aman boğulmasın. Yok camım! Boğulur mu hiç? 0 koskoca Hızır Aleyhisselam. Hah geldi bile.

HIZIR  : Kuyuya baktım bu gümüş baltayı buldum. Senin baltan bu muydu?

ODUNCU    : Dur bakayım, hayır, hayır... Benim baltam gümüş değildi.

HIZIR  : Yeniden dalayım o zaman, Orada bir balta daha olacaktı, bekle sen...

ODUNCU     : Bekliyorum.

HIZIR  : İşte geldim. Bu kez altından bir balta buldum. Baltan bu mu?

ODUNCU    : Hayır benim baltam altın da değildi.

HIZIR  : Peki nasıldı senin baltan?

ODUNCU    : Eskiydi ve ucuz bir baltaydı.

HIZIR  : Peki bekle, sana baltanı getireceğim.

ODUNCU    : Size zahmet verdim. Bekliyorum

HIZIR  : İşte senin baltan.

ODUNCU     :Evet, evet! İşte bu benim baltam. Çok teşekkür ederim. Allah sizden razı olsun. Yine Hızır gibi yetiştiniz. dersimiz.com

HIZIR  :Bak efendi. Sana önce gümüş baltayı, sonrada altın baltayı getirdim. Maksadım doğruluğunu denemekti. Ve sen gerçekten dürüst bir adamsın. Bu yüzden şu altın ve gümüş baltayı da doğruluğunun mükafatı olarak sana hediye ediyorum. Al...

ODUNCU    :Ne? Şimdi bu baltalan bana mı veriyorsun? Çok teşekkür ederim... Karım ve çocuklarım çok sevinecek.

HIZIR  : Gidebilirsin. Her zaman böyle dürüst ol.

ODUNCU    : Peki, kal sağlıcakla... Aaa kayboldu. Hey nereye gittin? Allah Allah.. Şu   gelen de kim? Yahu bu benim komşum Veli dayı.

VELİ DAYI :Selamünaleyküm...

ODUNCU    : Aleyküm selam Veli dayı.

VELİ DAYI : Hayrola sevinçlisin, ne oldu?

ODUNCU     :Baltamı kuyuya düşürmüştüm, Hızır Aleyhisselam geldi. Bana bu altın ve gümüş baltayla birlikte kendi baltamı da verdi. Ben hemen eve gidiyorum. Allah'a ısmarladık.

VELİ DAYI :Hey! Dur, acelen ne böyle? Gitti. Ne! Hızır mı? Demek öyle ha? Benim baltamın başına da aynı şey gelse, bana da altın ve gümüş balta verir belki. Şimdi şu baltayı kuyuya atayım. Hooop! Tamam. Ama gelen giden yok. Ne yapmam gerek acaba? Haa! Ağlamayana meme vermezler tabi. Herhalde ağlamak gerekiyor ki Hızır gelip yardım etsin. Üüaa, üüaaa, üüaaa... baltam, baltam... üüaaa

HIZIR  :Heey! Kim o ağlayıp duran yahu?

VELİ DAYI :Hah! Geliyor. Hızır geliyor. Ağlamaya devam edeyim. Üaaa, üüaa baltam, baltam.

HIZIR  :Niye ağlıyorsun, ne oldu?

VELİ DAYI :Baltam kuyuya düştü, ona ağlıyorum. O benim en değerli varlığımdı. Onunla odun kesip pazarda satardım... Şimdi odunu neyle keseceğim? Üüüü.. üüüü

HIZIR  :Dur, dur ağlama. Buluruz baltanı... Bekle sen burada.

VELİ DAYI :Tamam bekliyorum

HIZIR  : Aşağıda sadece bu demir balta var. Senin baltan bu olmalı.

VELİ DAYI :Hayır. Benim baltam eski ve demirden değildi. Bu benim baltam değil. Üüüüü....üüüüü

HIZIR  :Peki, peki. Kes artık ağlamayı, ben kuyuya yeniden dalıp bir daha bakayım. Belki görememişimdir.

VELİ DAYI :Ne olursun bul baltamı. Üüüüü  üüüüüü

HIZIR  :İşte buldum baltanı. Altından bir balta.... Bu senin baltan her halde, ne dersin?

VELİ DAYI :Evet, evet bu benim baltam. Verin hemen onu bana!

HIZIR  :Defol! Yalancı sahtekar. Ben seni denemiştim. Senin olmayan baltaya, yalan söyleyerek. "Benim baltam" demeye utanmıyor musun? Bundan sonra aç, susuz ve perişan olarak bir dilenci gibi yaşayacaksın.

Doğruluğun Mükafatı kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları

Benzer Kısa Skeç Piyes Örnekleri

Skeç: Doğruluğun Mükafatı Hakkında Yorum Yazın...
  

Skeç: Doğruluğun Mükafatı Hakkında Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Skeç: Doğruluğun Mükafatı