FARZ VE NAFİLE
ŞAHISLAR: ZİŞAN,NİHAN,RUKİYE,FERİHA,FİKRET.
Zişan:Nihan,ne zaman hazır olacaksın?
Nihan:Çocukların işi bitmiyor ki abla.
Zişan:Ne çocuğu Nihan,senin işin bitmiyor. Bırak şu titizliği. Hiç olmazsa evde olmadığın zamanlar rahat ol.
Nihan:Elimde mi sanki abla?
Zişan:Bence bir dene,kaybın olmaz.
Nihan:Denemedim mi sanıyorsun? Baktım daha çok yoruluyorum,böyle sinirleneceğime yapayım işleri,dedim.
Zişan:Ama yeter döndün ayakta Nihan,geç kalıyoruz,hadi.
Nihan:Tamam namaz kılıp çıkıyorum.
Zişan:Aman Allah’ım,daha namaz kılacakmış.Rukiye’ye ne deriz şimdi?
(FON)
Rukiye:Zişan Abla nerede kaldınız? Vaktinde gelmiyorsunuz.
Zişan:İnan Rukiye benim suçum değil. Ne zamandır hazırlandım Nihan’ı bekliyorum.
Rukiye:Beklemek yerine onun işlerine yardım etseydin daha çabuk bitmez miydi işler Zişan Abla?
Zişan:Ediyorum,etmiyor muyum sanıyorsun? Bir namazı onun yerine kılmıyorum.
Rukiye:Ah Nihan Abla,kim bilir ne nafileler kıldın bizi burada bekletirken.
Nihan:Ne nafilesi Rukiye,sadece öğlen namazını kıldım. Bak Feriha Abla’ya,ne güzel tesbihini çekiyor, ben onu da eksik yaptım.
Rukiye:Yaa,demek tesbih çekmeyince namazın eksik oldu.
Nihan:Yok yok,namazım tamamdır İnşallah.
Zişan:Fazlası da vardı Nihan,üzülme sen.
Nihan:Ay abla ne fazlası?Kıldığım bir öğlen namazıydı.
Zişan:Yaa,önceki dört rekat,sonraki iki rekat,onlar ne namazıydı?
Nihan:Tabi ki namazın sünnetleri.
Zişan:Peki Allah’tan reva mıydı ben ayakta dikilirken, arkadaşlar burada beklerken? Söz verdiğimiz vakitte gelemedik bak. Hanımefendinin nafileleri daha önemli.
Nihan:Abla nafile deme şuna. “Onlar sünnet” diyorum sana.
Rukiye:İyi de Nihan Abla,siz de sünnetleri farz ettiniz yani. Halbuki söz verdiğiniz vakitte burada bulunmanız,ilim ile meşgul olduğumuzdan dolayı daha gerekliydi. Çünkü ilim farz. Burada emri bil maruf,yani salih bir amel söz konusu.
Feriha:Ay insanın namazını fesat ediyorsunuz,gel Nihan gel,tesbihini çek yarım kalmasın.
Rukiye:Yine bizi suçladın Feriha Abla. (Şakacı) Hem de fesatlıkla,şurada evinde misafiriz.
Zişan:Suçlar Rukiye suçlar,çünkü o kolay. Eline bir ilmihal veya başka bir kitap alıp okumaz. Anlamak gibi bir meselesi yok. Ondan sonra da nafileyi sünnet zanneder.
(ÜSTÜSTE ZİL ÇALAR)
Nihan:Fikret’e benziyor abla,ne kadar acelesi var.
(KAPI AÇILIR)
Fikret: (Paldır küldür dalar,nefes nefese.) Selamun aleyküm, namaz kılmaya geldim.
Feriha:Aman Fikret terlemişsin,sırtına bez koyalım.
Fikret: (Aceleci) Yok,namazım geçiyor.
Feriha:Uy başladı bile. Niyet etti mi bu çocuk?
Rukiye:Etmiş ya işte. Bak,koşarak namaz kılmak için eve geldi.
Nihan:Abla,Fikret bana Mustafa’nın yaptığını hatırlattı.
Zişan:Sahada namaz kılışını mı?
Nihan:Evet,bakmış ki namazın vakti geçiyor,maç da bitmiyor. Kalenin kenarına çekilmiş, antrenman yapar gibi namaz kılıyor. Son oturuşta,sağ tarafa selam verirken,sol ayağıyla da topu bir karşılayışı var…
Feriha:Günah günah,uy amaan bu Fikret ne çabuk namazı bitirdi? Nereye gidiyorsun? Tamamla namazını tamamla.
Fikret: (Giderken seslenir.) Tamamladım Feriha Teyze,arkadaşlarım bekliyor. dersimiz.com
(KAPI KAPANIR)
Nihan:Bak abla,hiçbir şey demiyorsun oğluna. Böyle namaz mı olur?
Zişan:Ne diyeyim Nihan,çocuğun acelesi var.
Feriha:Zişan Hanım yapma böyle. Saatlerce oyun oynuyorlar, namaza gelince mi paldır küldür?
Zişan:O daha çocuk,tabi oynayacak. Bak,namazını da aksatmıyor.
Rukiye:Ben çok taktir ettim,maşallah Müslüman çocuk.
Nihan:Rukiye her iş için saatlerce koşturuyoruz da namaza gelince mi vaktimiz kalmıyor? Bazen çocukları uyutup da yatsı namazını kılacağım zaman o kadar yorulmuş oluyorum ki; “İlk sünneti kılmayayım.” diyorum. Sonra da kendime kızıyorum, “Her işi yapıp da namaza gelince mi yoruluyorsun? Çabuk hepsini kıl bakayım.” diyorum.
Rukiye:Hıı,kendini mi cezalandırıyorsun namazla? İyi de Resulün sünnetine ayıp olmaz mı? İlmihalde okumuştuk ya Peygamberimiz (A.S.) yatsıyla ikindiden evvelki dörder rekat nafileleri daima değil, ara sıra kılarmış. Çünkü Nihan Abla, nafileler, geniş,müsait gönüllerle yapılır,sıkışık zamanda, koştur koştur olur mu?
Feriha:İyi dedin Rukiye. İbadet de gönül hoşluğuynan. Akşam adam geldi,yaptığım yemeği beğenmedi. Moralim bozuldu,namazı da kılamadım. Zaten o da kızdı,kılmadı.
Nihan:Anlayamadım bu işi Feriha Abla. Canımız sıkılınca istediğimiz gibi davranabilir miyiz? Hele de namaz konusunda, ne dersin Rukiye?
Rukiye:Ne diyeyim Nihan Abla? Allah’ın istediği gibi yaşamak bana zor gelmiyor. Üstelik zevk bile alıyorum. Hem senin gibi nafilelerle de kendimi cezalandırmıyorum.
Nihan:Ama Rukiye,vergi memuruna borç öder gibi ibadet yapmak istemiyorum.
(TELEFON ÇALAR) (TELEFONU AÇAR)
Feriha:Alo….. Hiç,misafir var,oturuyoruz….. Tamam bir şeyler yaparım. Güle güle. (TELEFONU KAPATMA SESİ) Bizimki çok dindar. Pazartesi,perşembe orucunu aksatmaz. Sakalı da epeyce uzadı.
Zişan:Yakasız gömlek….
Feriha: (Lafı alır.) Giyiyor giyiyor,namaz kılarken sarığını da bağlıyor. Yemeği de eliyle yiyor.
Rukiye:Yemeği beğenmeyince de hiç yemiyor değil mi?
Feriha:Tabi tabi hiç yemez. Gençken tabakları fırlattığı çok olmuştur.
Nihan: (Gülerek) Bari bakır tabaklar kullansaydın.
Rukiye:Peygamberimiz hoşlanmadığı bir yiyecek olursa, etrafına hiç belli etmeden yemeye çalışırmış,öyle duymuştum.
Feriha:Ah ah,mübarek. Hiç onun gibi kimse olabilir mi?
Rukiye:0nun gibi olmasa da,ondan daha iyi olabiliriz.
Nihan: (Şaşkınca)Ondan iyi nasıl olalım?
Rukiye:Bunu sen mi soruyorsun? Onun ara sıra yaptığı şeyleri hiç aksatmadan yapıyorsun ya işte, farzmış gibi.
Nihan:Tabi; “Sünnetimi terk eden benden değildir.” buyurmuş O.
Feriha:Gördün mü,peygamberin ümmetinden olamayız sonra.
Rukiye:Bu gidişle haklı çıkacaksın Feriha Abla.
Feriha:Ben kendimden eminim,kaç senedir Ramazanlarda cüz indiririm mutlaka.
Rukiye:Feriha Abla,sünnet,Resulullah’ın dini yaşaması gibi yaşamaya çalışmaktır ve haram olmadığı müddetçe işlerin en kolayını seçmek sünnettin temelidir.
Zişan:Bir de Feriha,o cüzleri okuduğun kadar biraz da anlamaya çalışsan.
Feriha:Anlamak zor iş,onu gençler yapsın. Hem benim ne haddime?
Rukiye:Neden canım,Hz. Hatice,Resullullah’a vahiy geldiğinde senden daha mı gençti? O çok güzel anlamıştı vahyi.
Zişan:Hıı,yoksa o yaşta haddini bilmemiş mi Hz. Hatice?
Feriha:Tövbe tövbe,sen Hz. Hatice’ye ne diyorsun?
Zişan:O zaman Hz. Sümeyye miydi haddini bilmeyen? Hz. Abbas mıydı? Ammar bin Yasir… Hz. Hazma mıydı?
Feriha:Zişan Hanım,insanı günaha sokma. Biz nasıl onlar gibi olalım?
Rukiye:Çok basit,biz de fıkh etmeye çalışırsak onlara benzeriz.
Nihan:Fakih olmamız gerekir Rukiye. Feriha Abla haklı,nasıl becerilim?
Rukiye:O kadar büyütmeyin Nihan Abla. Allah bizden yapamayacağımız şeyi ister mi?
Nihan:Yapamıyoruz işte.Halimize bak bir namazı zor yetiştiriyoruz.
Zişan:Söz dinlemiyoruz ki. Sana az öğretmedim,Sünneti Seniyye üzerine yaşamayı prensip et, diye. Belli bir takım alışkanlıkları,adetleri bırak,sonra onların altında ezilirsin. Üstelik kimseye faydan da olmaz.
Nihan:Ablama bak,ne diyor? Kendime faydam yok benim başkasından söz ediyor. Hem sizden, şuradan, buradan öğreniyorum işte…
Rukiye:Nihan Abla sana yakışmıyor. Sen “Elhamdülillah Müslüman’ım.” diyen birisin,hiç böyle acizlik olur mu?
Nihan:Napayım,hayat şartları böyle gerektiriyor. Size özensem de biliyorum,yapamam.
Rukiye:Mazeretin hiç makul değil. Hem İslam’ı kabul et,ben bu dinin bir ferdiyim diyerek aziz ol. Sonra da o dinin uygulamasından aciz olduğunu söyle.
Feriha:Yok yok,Nihan hakiki imana sahip,sünnete,nafileye çok bağlı,hep yapar.
Rukiye:Ama Feriha Abla bak,gücünün yetmediğini söylüyor.
Zişan:Nihan,biraz önce Rukiye demişti ya, “Haram olmadığı müddetçe işlerin kolayını seçmek sünnetin temelidir.” diye.Dinimizi yaşamak zor değil ki,bilerek,görerek,anlayarak hareket edersen sünnete uygun yaşamış olursun.
Rukiye:Ay ben anlamam bu zamanda insanlar bu kadar nafileye nasıl vakit ayırırlar,dört tarafımız farzla kuşatılmışken…
Zişan:Anlıyorum seni Rukiye anlıyorum. Tefekkür,cihad,emri bil maruf,daha ne farzlar var…. Bu gidişle bunları biraz zor öğreneceğiz. Bu hafta da kitabımızı okuyamadık nitekim.
Feriha:Eh,siz konuşadurun da biz Nihan’la çayları hazırlayalım.
Nihan: (Düşünceli) Çay mı?... Ne diyorsun abla,Rukiye,buna vaktimiz var mı? Yani farz mı nafile mi?....
Farz ve Nafile kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları