FATİH SULTAN MEHMET - 2
VEZİR : Padişahım yine kıyafetlerinizi değiştirmişsiniz
FATİH : Vezir bir halk arasına karışalım. Ne yer, ne içerler, ne yaparlar bir görelim.
VEZİR : Padişahım şimdi bu nereden icabetti, sebebini sorabilir miyim?
FATİH : Vezir, biliyorsun bizim büyük hayallerimiz vardır.
VEZİR : Biliyorum padişahım. Siz cihan padişahı Sultan Mehmet'siniz. Tabi ki büyük hayalleriniz vardır.
FATİH : Milletimiz yeni yeni fetihler görme arzusunda. Biz yerimizde duramayız. Bilirsin vezir, durmak devrilmenin bir önceki halidir.
VEZİR : Belli padişahım. Ama çok gençsiniz. Önünüzde uzun yıllar var.
FETİH : Vezir sen neler söylüyorsun? Nereden biliyorsun önümüzde uzun yıllar olduğunu?
VEZİR : Affedin padişahım. Onu demek istememiştim.
FATİH : Ya ne demek istemiştin? Bak vezir, elbette öleceğiz bir gün. Ama biz yatakta ölme arzusunda değiliz. Bizi nerede beklediği belli olmayan ölümü, biz her yerde beklemekteyiz. Biz çınarlar gibi ayakta ölmeliyiz, anlıyor musun vezir?
VEZİR : Anlıyorum padişahım.
FATİH : Vezir tahta geçtiğim günleri hatırlıyor musun?
VEZİR : Hatırlamaz mıyım padişahım? 14 yaşındaydiniz o zamanlar. Babanız Murat Han tahtı size bırakıp Manisa'ya çekilmişti. Avrupa "Osmanlı tahtında bir çocuk var, fırsat bu fırsat!" diye orduyu toplayıp üzerimize geliyordu. Ve siz yeniden tahta geçmek istemeyen babanıza şu cümleleri söylemiştiniz: "Eğer padişah isen gel tahtına geç ve milleti idare et! Eğer padişah ben isem, emrediyorum, tahtına geç ve milleti idare et!"
FATİH : O günlerden bu günlere ne kadar zaman geçti?
VEZİR : 6-7 yıl...
FATİH : O halde neden hala bizi acemi görürsün?
VEZİR : Estağfurullah padişahım.
FATİH : Vezir,
VEZİR : Buyurun sultanım. dersimiz.com
FATİH : Şu İstanbul, karasevdam İstanbul, artık gönlüm hasretine dayanamaz oldu. Bağrımda bir hançer gibi duruyor. Vatanımın tam ortasında.
VEZİR : Sevdanızı bilirim padişahım. Peygamberimizin müjdelediği o kutlu kişilerden olmak hepimizin arzusu...
FATİH : Peygamberimizin o sözünü bir daha okur musun vezir? O kadar tatlı bir duygu, o kadar tatlı bir söz ki bu...
VEZİR : Peygamberimiz bundan 9 asır önce şöyle buyurdu: İstanbul birgün mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır...
FATİH : Ah vezirim, hep dua ettim, bu komutan ben olayım diye.
VEZİR : İnşaallah siz İstanbul'u fethedeceksiniz sultanım.
FATİH : Neye dayanarak söylersin bu sözleri?
VEZİR : Siz daha beşikteydiniz efendim. Babanız Murat Han, Hacı Bayram Veli hazretlerine"İstanbul'u ben fethedebilir miyim?" diye sormuştu.
FATİH : O ne cevap vermişti peki?
VEZİR : İstanbul'un fethinin size nasip olacağını söylemişti.
FATİH : Bu ne güzel müjde! Ya ben "İSTANBUL'U ALIRIM,YA İSTANBUL BENİ!" VEZİR : Bir emriniz var mı padişahım?
FATİH : Hadi bakalım şu halk ne yapıyor bir görelim.
VEZİR : Görelim padişahım. Zaten sizi bu kıyafetle tanımazlar.
FATİH : Selamün aleyküm, kolay gelsin usta.
SATICI : Ve aleyküm selam ağalar. Buyurun.
FATİH : Bize surdan bir kilo bal ver bakalım.
SATICI : Buyrun.
FATİH : Allah razı olsun. Bir kilo da peynir ver alalım.
SATICI : Olmaz.
FATİH : Neden?
SATICI : Ben bugünkü ilk siftahımı yaptım. Ama yan taraftaki komşu dükkan henüz siftah yapmadı.Lütfen peyniri de oradan alın efendim.
FATİH : Allah Allah, peki. Hadi kolay gelsin.
SATICI : Sağolasınız. Güle güle gidin.
FATİH : Vezir, vezir! Gördün mü dostluğu, kardeşliği, komşuluğu. Ben böyle birbirine bağlı, birbirini düşünen insanlarla, değil İstanbul"u, ömrüm olursa Dünya'yı dahi fethederim.
Fatih Sultan Mehmet kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları