Eğitim Sitesi

Skeç: Psikoloji

PSİKOLOJİ: ŞAHISLAR: ORHAN,OSMAN,FEHİMAN,GÜZİN,FİKRET. Orhan:Güzin,susmayacak mı bu Fikret,ne bağırıp duruyor? Güzin: Biraz zor susar baba. Hem bu daha ne ki,siz daha yeni geldiniz. Orhan: Allah Allah kendi kendine ne yapıyor bu çocuk? Güzin: Akşam abimle izlediği filmi şimdi de çeviriyor...

Skeç: Psikoloji

PSİKOLOJİ  

 

ŞAHISLAR: ORHAN,OSMAN,FEHİMAN,GÜZİN,FİKRET.

 

Orhan:Güzin,susmayacak mı bu Fikret,ne bağırıp duruyor?

Güzin: Biraz zor susar baba. Hem bu daha ne ki,siz daha yeni geldiniz.

Orhan: Allah Allah kendi kendine ne yapıyor bu çocuk?

Güzin: Akşam abimle izlediği filmi şimdi de çeviriyor baba.

Orhan: Susturmalıyız kızım. Komşular rahatsız olur.

Güzin: Alt komşu evde değil,bırakalım bağırsın,vursun.

Orhan: İyi de Güzin doğru mu bu yaptığı?

Güzin: Doğru yanlış,nasıl engel olalım? Hem ne de olsa bir yaramazlık yapıyor.

Orhan: Pek yaramazlığa benzemiyor. Bir dengesizlik var işin içinde.

Güzin: Bence de,ama abimin suçu. Güzel bir film getir dediğimizde,kötüsünü getir dediğimizi sanıyor galiba.

Orhan: Fikret’in ilgiyle izlediğini görünce zaafa düşüyor. Maksadı onu sevindirmek.

Güzin: Sevindirmesi iyi de babacığım,işin bu yönü de göz ardı edilmemeli.

Orhan: Haklısın. Hemen uyarmalıyız Osman’ı. (Sesler yükselir.) Baksana psikolojileri bozuluyor. (Bağırır) Fikreet! Fikret!... Duymuyor bile.

                (ZİL SESİ)

Güzin:Abimdir,ben açayım.

Fikret: (Fikret gürültüyle odaya girer.) (Telaşlı) Baba,abim mi geldi?

Orhan:Herhalde abindir. Bir işin mi vardı?

Osman:Selamun aleyküm.

Orhan:Aleyküm selam. (Sesi Fikret’in sesinden kaybolur.)

Fikret: Abi,hani film? Getirdin mi?

Osman:Her gün olur mu Fikret?

Fikret: Ya abi sabahtan beri bekliyorum. Doğru söyle,getirmedin mi?

Osman:Hayır Fikret,bugün film yok.

Fikret: (Ağlamaklı) Ya niye yaa?

Orhan:Oğlum ne filmi bu istediğin? Rahat bıraksana abini.

Fikret: Getireceğine söz vermiştin.

Osman:Sözüm yine söz Fikret,ama başka zaman. Hem bak bugün sana başka bir sürprizim var. Arkadaşlarla anlaştık, sahaya maça gidiyoruz.

Fikret:Oleey,ben de geliyorum. Evet sayın seyirciler, maç başladı. Top Fikret’te,Fikret topu alıp rakip ceza alanına girdi. Kaleci Osman’la karşı karşıya. Fikret topa vurdu. Kaleci Osman’ın müdahalesi yeterli değil… Ve top ağlarda…. Goool!...

Orhan: Fikret yeter. Müsaade ette abin dinlensin.

Osman:Hadi Fikret,bu ara biraz dersini çalış,ben hazır olunca sana seslenirim.

Fikret:Oleey oleey… (Bağırarak çıksın gitsin şu odadan.)

           (KAPI KAPANIR)

Orhan: Şükür gitti. Şaşırmış bu çocuk,biraz önce tek başına film çeviriyordu,o ne gürültüydü ya Rabbi,şimdi de bir anda futbolcu oldu.

Osman:Olacak o kadar baba. Bu yaşta çocuklar gördüklerinden duyduklarından  çok etkileniyorlar.

Orhan: Etkilenene değil,etkileyene bak sen.

Osman:Yani yine ben suçluyum değil mi?

Orhan: Oğlum geçen akşam izlediğiniz film neydi? Beş dakika yanınızda seyredecek oldum,alt üst etti beni. Ne acımasızca vuruşuyorlardı öyle.

Osman: Eee hayat bu babacığım. Fikret hep böyle ana baba kuzusu olmayacak ki. Hayatı tanısın,öğrensin,mücadele etmeyi bilsin.

Orhan: Bunları ne diye tanısın oğlum? Psikopatlık mı öğretiyorsun?

Osman: Baba hayatta hep güzel şeyler yok ki. Bunları da tanımalı. Hem bir müstehcenlik falan da yok bunlarda.

Orhan: Oğlum hepsinin zararı ayrı. En azından faydasız.

Osman: Vardır ya faydası. Çocuk oyalanıyor işte. Ne zararı olacak? Maksat hayatı tanısın,ufku geniş olsun.

Orhan:Osman biz herhangi bir ahıra girdiğimizde burnumuzu tutarız,değil mi? Biliriz oradaki koku mayıs kokusudur. Hiç diyor muyuz bu koku neyin nesi? Bir araştırayım,göreyim,daha olmadı bir elleyeyim. Senin mazeretlerin tutarsız. Çocuklar için psikolojik sorunlar yaratıyor bu filmler. Zavallılar hep psikopat olmuşlar.

Osman: Doğru söylüyorsunuz da baba,biraz dikkatle bu mesele çözülebilir. Batılılar bu konuda çok dikkatli. Psikoloğa gitme alışkanlıkları var mesela.

Orhan: Evet. Türkiye’de de oldukça yaygınlaştı. Okullarda rehber öğretmenler var,psikolojik danışman olarak görev yapıyorlar.

Osman: Pek de tasvip eder görünmüyorsunuz baba.

Orhan:Yoo faydası olur herhalde. Yüzlerce bozucu, karıştırıcıya karşı birazcık düzeltiyor veya düzeltmek istiyor görünmeleri de bir şey sayılır.

Osman:O kadar değil bence,çok faydalı. Batılı ülkeler şimdi her üç kişiye bir psikolog hedeflemişler. Demek ki çok lazım.

Orhan:Bak seen,peki o kadar psikoloğun doktorluğunu kimler yapacakmış?

Osman: (Hafif güler)Hiç o tarafını düşünmemiştim. Demek fazla abartmışlar.

Orhan:Yoo yoo abartmamışlar. Aslında az bile. Her ferdin başına bir polis,bir psikolog lazım da,dediğim gibi o psikoloklara da bir psikolog lazım.

Osman:Haklısınız baba. Topluca bir bozukluk var. Sağlıklı, mutmain,tavırları rahat ne kadar az insan tanıyoruz.

Orhan:Peki o insanların bu rahatlıklarının kaynağının ne olduğunu hiç düşündün mü?

Osman:Evet farkındayım. O insanlar ilimle,yani Kuran’ı Kerim’le meşguller.

Orhan:Onunla amel ediyorlar. “İlmiyle amil” denir ya Osman. Onların psikolojisi çok sağlam.

Osman: Biz sanıyoruz ki çile çeken,yorulan insanların dirençleri azalır,ruh sağlığı bozulur. Ama yaşadığımız örneklere baktığımızda bunun tersini görüyoruz.

Orhan:Evet,imanlı insanlar ne kadar zor imtihana tabi tutulsa da onların hayatında isyan,taşkınlık,aciz tavırlar pek yok.

Osman: Sahabeler mesela,çok ağır imtihanlara maruz kalmışlar,yeri gelmiş ağlamışlar,üzülmüşler. Ama hiçbir zaman hamd ve duadan aciz olacak kadar etkilenmemişler.

Orhan:Bu nesil onların beslendiği kaynağı tanıyıp onunla beslenmek yerine,nice başka kaynaklara baş vuruyor.

Osman:Bunalınca mecbur kalıyorlar galiba.

Orhan:Sonuçta çözüm olmuyor. Bir bakıyorum gönüllerini eğlemeye yönelik tavsiyeler;“Canın ne istiyorsa onu yap.”

Osman: O da mümkün değil zaten. (Gülerek) Hem bu reçete ölümcül hastalara verilirdi benim bildiğim.

Orhan: Hepimiz ölümlüyüz nihayetinde. Haklı doktorlar.

Osman: Fakat baba,onların,insanı düşünmeye iten,kendi yanlışlarını,vesveselerini onlara gösteren bir düşündürme tarzları var. Oldukça faydalı.

Orhan: Faydalı olmaz mı oğlum? Ama benim ninem üç tane okur üflerdi. O da faydalıydı. “İtikadın tam olacak oğlum.” derdi.

Osman: (Gülerek) Evet dayım depresyon geçirdiğinde de okuyup üflemiş.

Orhan: (Gülerek) Depresyon,stres… Bunlar benim ninem için bir iki okuyup üflemeyle hallolacak şeylerdi.

Osman:Eh,şimdi yaşasa,o da hastalanınca doktora giderdi herhalde.

Orhan: Evet evet,yaşadığımız çağ çok kötü,insan fıtratına aykırı,yanlış bir kültür yerleşmiş. Bu kültürde sağlıklı insan zor yetişir. Yaşlısı genci hastalanıyor.

Osman:Desenize baba yine iş başa düşüyor. Ben de zora düşersem doktora giderim diyordum. Şimdi namaz kılıp çıkmalıyız. Fikret’in sabrını taşırmayayım.

Orhan: İyi,kalk hadi. Ben kıldım namazımı. Canım ayran istiyor. Yapayım da birlikte içelim.

Osman:Siz de annemin yanına uğrayacak mısınız?

Orhan: Evet,çıkarım bir ara. Sen geldiğinde iyilerdi değil mi? Bir ihtiyaçları var mıydı?

Osman:Yoo bir şey lazım değildi. Anneannemin ağrısı, sancısı da yok. Sabırla ameliyat gününü bekliyor.

               (FON)

Fehiman:Babacığım,hastaneye gidecek misiniz?

Orhan:Tabi tabi,şimdi çıkarım. Otobüsün geliş saatini bekliyorum.

Fehiman:İyi,anneme yeni gelen dergiyi göndereyim,biraz da yoğurt koyayım. Anneannemde yiyor. Abimle Fikret nerede baba?

Orhan: Maça gittiler.

Fehiman:Yine mi? Firket’e bir haller oldu iyice.

Orhan:Çok enerjik çağı kızım,normal bunlar.

Fehiman:Aman baba nesi normal. Siz görmüyor musunuz? Neler yapıyor evde.

Orhan:Yardımcı olun kızım. Böyle bir cemiyette yaşayıp da sorunsuz olmamak zor zaten.

Fehiman: Evet,nereye baksan ruhsal bozukluklar. Fikret en iyisi yine. Haksızlık yapıyorum çocuğa. Her gün televizyon, gazete bunlarla dolu.

Orhan: Kızım,insanı Allah yaratır ve ona şah damarından yakındır. O latiftir,habirdir. E insanlar kendilerini yaratanın tavsiyelerine değil de başkalarına uyarlarsa daha bu ruhsal bozukluklar çok artar.

Fehiman:Doğru,insan,psikolojisini vahiyle yönlendirirse, terbiye ederse bu kadar aksama olmayacak.

Orhan: Abinle de bunları konuşuyorduk. Psikologların bu kadar çoğalması İslam’ın yaşanmıyor oluşundan kaynaklanıyor.

Fehiman: Halbuki insanlar bu sorunların temelinde ya sevgisizlik ararlar,ya korku. Bir de şuur altı derler.

Orhan: Derler de derler kızım. Kimse demez ki kendi elimin işlediği veya imtihan. Bunları bilse sabredecek. Dolayısıyla ecir umup rahatlayacak.

Fehiman:Bilmeyince bunalıma giriyor,kendini avutmak için de maleyanilere başvuruyor.

Orhan: Çeşitli fantezilerle,çelişkilerle ömür tükeniyor.

Fehiman: Evet baba. Mesela insan kendine saldıran, kötülük eden birinden fıtraten,psikolojik olarak etkilenir. Tepkiyle mukabele etmek ister. Fakat; “Sen (kötülüğü) en güzel (haslet ne ise) onunla önle. O zaman (görürsün ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile sanki yakın dost(un olmuş)tur.” (Fussilet suresi) Bunu bilen insan yani Müslüman elbetteki yapmak zorunda. dersimiz. com

Orhan: Yaa, müslümanda bu terbiye olursa niye sağlığı bozulsun ki? İşin sonucundan kendi de salim çıkıyor. Ve bu en güzel haslete sabredenlerden başkası kavuşturulamaz.

Fehiman: Evet babacığım. Öfkelendiğimiz zaman da ayaktaysak oturmamız, abdest almamız,daha olmazsa namaz kılmamız tavsiye ediliyor. Yani Allah bizi bizden iyi tanıyıp,sağlıklı olmamız için bize gerekli olan tüm tavsiyelerde bulunmuş.

Psikoloji kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları

Benzer Kısa Skeç Piyes Örnekleri

Skeç: Psikoloji Hakkında Yorum Yazın...
  

Skeç: Psikoloji Hakkında Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Skeç: Psikoloji