SAĞIRLAR ÜLKESİ
İHTİYAR : Hey kardeş, bu yoldan Ankara'ya gidilir mi?
ÇİFTÇİ : Hayır amca, bu yoldan Ankara'ya gidilir...
İHTİYAR : Yaa, demek bu yoldan Ankara'ya gidilmez ha. İyi ki uyardın beni. Yoksa boş yere yanlış yolda gidecektim. Hemen geri döneyim. Hadi kolay gelsin.
ÇİFTÇİ : İyi ki sordun amca, yoksa yanlışlıkla taa Ankara'ya kadar gidecektin haaa.
KIZ : Babaa, ben yoruldum, eve gidip dinlenecem.
ÇİFTÇİ : Ne? Haa, gerçekten de susamıştım ha. İyi ki su içer misin diye sordun. Sen ne iyi evlatsın sen. Sürahi şu ağacın altında, al gel.
KIZ : Yok yok, yarın da gelemem herhalde. Hem ne iş kaldı ki bana yarın da gel diyorsun?
ÇİFTÇİ : Canım niye sıcak olsun ki? Su gölgede baksana. Bardak da var yanında..
KIZ : Peki peki kızma yarın da gelirim o zaman. Hadi sana kolay gelsin.
ÇOBAN : Selamün aleyküm beybaba. ÇİFTÇİ : Adım Memet, niye sordunuz?
ÇOCUK : Keçim kayboldu keçim. Buralar da bir keçi gördün mü?
ÇİFTÇİ : Tabi ki benim burası. Başka kimin olacak? Hem de taa şu duvardan bu tarafı...
ÇOCUK : Hah tamam, teşekürler, keçim orada gerçekten. Ne iyi ettim keçimin yerini sana sormakla.
KIZ : Babaaa, ben eve gitmekten vaz geçtim..
ÇİFTÇİ : Ne? Suyumuzu mu çalmışlar. Alçak hırsızlar. Kesin bunu Süleyman yapmıştır.Neyse oğlum, o kadar üzülme. Giden bir testi su olsun.
ÇOCUK : Heey, beybaba, Benim keçi senin tarlayı mahvetmiş, Zararı karşılamam lazım. Ama yanımda param yok. Al bu keçiyi sana vereyim. Keser yersin.Bana da hakkını da helal edersin. dersimiz.com
ÇİFTÇİ : Kim? Ben mi kırmışım keçinin ayağını? Saçmalama! Vallahi de billahi de ben kırmadım. İftira atma bana.
ÇOBAN : Ne demek kabul etmem. Üzülürüm bak. Hem hediye diyorum hediye...
ÇİFTÇİ : Niye inanmıyorsun canım? Ben kırmadım diyorum sana... Allah Allaaah...
ÇOBAN : Ne olur kabul et keçiyi...
ÇİFTÇİ : Ya sinir etme beni be. Ben niye kırayım senin keçinin ayağını.. Bak şu adam da buradaydı. Ona soralım istersen...
(Adamın kazağından çekerek)
ÇOBAN : Abi baksana ya.. Ben bu keçiyi bu adama hediye etmek istiyorum. Ama kabul etmiyor. Sen söyle de kabul etsin.
ÇİFTÇİ : Hayır vallahi yalan. Ben kırmadım, sen de buradaydın anlatsana şuna..
YOLCU : Yok abiler, bu kazağı bana annem ördü. Halis mulis eşek tüyünden hem de. Nereden sizin oluyormuş... İsterseniz köye gidip soralım. Bırakın kazağımı be... Aha, anam da zaten bu tarafa geliyor. Ana, ana.. Bu kazağı bana sen örmedin mi?
ANA : Oğluuum, sabahtan beri seni arıyorum köyde.Koooş, koş. Baban hastalandı. Kasabaya doktora götür çabuk.
YOLCU : Bakın, bakın gördünüz mü? Bana inandınız mı şimdi? Kulaklarınızla duydunuz. Anam bu kazağı kendi elleriyle örmüş.
ANA : Oğlum koşsana. Baban gidici, sen burada "tarlayı satın almadan gelmem" diyorsun. Sen delirdin mi?
YOLCU : Bende öyle dedim zaten bunlara. Hem bir yıldır giyiyorum ben bu kazağı. Ama inanmıyorlar.
ANA : Başlatma şimdi sana da tarlana da. Babanı kasabaya yetiştir hain evlat. Tarlan yerin dibine batsın. Yürü..!
YOLCU : Ya niye çekiştiriyorsun beni? Bunlardan mı korkacam?Evel Allah, ikisini de tepelerim. Hem kendime "korktu kaçtı" dedirtmem. Hele bir gelsinler de alsınlar boylarının ölçüsünü.Başkasını kazağına sahip çıkmak neymiş görsünler.
ÇİFTÇİ : Heey, dur, ne olur gitmeden önce şu adama keçinin ayağını kırmadığımı söyle.hem yemek zamanı değil ki, yemekten sonra ilgileneceğini söylüyorsun. dersimiz.com
ÇOBAN : Abi yapma ya... Şimdi düğünde nereden çıktı? Boş ver düğünü. Sen şu adamı keçiyi almaya razı et. Ben seni atımla düğüne yetiştiririm.
YOLCU : Aha üstüme gelmeye başladılar bile. Gelin ülen. Gelinde kolaysa benden alın bu kazağı. Al bakalım.
ÇİFTÇİ : Allaaaaaah! Yandım anam. Yalancı. Ben mi kırdım ki keçinin ayağını? Niye vuruyorsun burnuma?
ÇOBAN : Dur, dur! Adama dayakla hediye kabul ettirilmez.Sana "razı et" dedikse zorla demedik Bırak adamı.
YOLCU : Aha sen de kaşındın, al sana da.
ÇOBAN : Amanın, yandım... Ülen ne rüşveti? Vallahi rüşvet olarak değil. Sadece hediye olsun diye veriyorum keçiyi. Hem sana ne! Keçi benim değil mi!.. Şimdi sana gösteririm iftiranın ne demek olduğunu. Al sana...
ANA : Durun, durun çocuklar. Bırakın oğlumu... Tarlayı satmıyorsanız satmayın, sorun değil. Niye kavga ediyorsunuz? Bir tarla yüzünden kavga edilir mi? Durun, imdaaaat! Yetişin oğlumu öldürüyorlar!
Sağırlar Ülkesi kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları