Eş sesli, sesteş Acı kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Acı kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Kara (dersimiz.com-15316)
1. Siyah renk. "Kara gözlüm yine gelmiş."
2. Toprak parçası. "Az sonra kara görünür."
3. Kötü, uğursuz, sıkıntılı. "Dilerim bu kara günler çabuk geçer."

Eş sesli (sesteş) kelime: Boğaz (dersimiz.com-15303)
1. İki kara arasındaki kısım. "İstanbul'da boğaz olması şehre ayrı bir güzellik katıyor."
2. Boynun ön bölümü. "İki gündür yolardayım, boğazımdan sıcak bir yemek geçmedi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Alay (dersimiz.com-18893)
1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim."
2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur."
3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kat (dersimiz.com-69002)
1.Giyeceklerde takım. "Üniversite sınavını kazanırsam sana bir kat elbise alacağım."
2.Kez, defa, misil. "Benzin fiyatları üç kat artmış durumda."
3. Apartman dairesi. "Siz kaçıncı katta oturuyorsunuz?"
4. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka. "Tuğlaları iki kat daha yükseltelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Düş (dersimiz.com-15336)
1. Rüya. "Sen onu ancak düşlerinde görürsün artık."
2. Belirli bir yükseklikten düşmek. "Bardaklar o heyecanla bir anda elimden düştü."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kafa (dersimiz.com-29879)
1. İnsan başı, ser. "Şu bereyi giy, kafan üşümesin."
2. Kavrama ve anlama yeteneği. "O kadar anlattım, sizde de hiç kafa yok."

Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt (dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."

Eş sesli (sesteş) kelime: En (dersimiz.com-43203)
1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik. "Bu dolabın eni biraz uzun oldu." "Bu gömleğin eni biraz kısa kalmış."
2. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime. "En sevdiğim çiçek güldür." "En çok da senin gülüşünü seviyorum." "En nefret ettiğim kişiyle karşılaştım."
3. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. "Tüm koyunlar eksiksiz enlenecek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ek (dersimiz.com-67753)
1. Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça. "Üzerine biraz da baharat eklemeliyiz."
2. Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave. "Gazetenin bulmaca ekini de istiyorum."
3. Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri. "Bu ip ek yerinden kopmuş."
4. Eklenmiş, katılmış. "Bizim öğrenciler bu ek binada eğitim görüyor."
5. Bitki ekmek. "Bu yıl bizim tarlaya da ayçiçeği ek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yemek (dersimiz.com-17125)
1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya."
2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?"
3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kaz (dersimiz.com-15317)
1. Ördeğe benzeyen bir tür kuş. "Çocukları, sırf kazlara yem atsınlar diye gittik."
2. Toprağı veya yeri eşmek, kazmak. "Çiçeklerin etrafını kaz ki çiçekler daha da canlansın."

Eş sesli (sesteş) kelime: Öğüt (dersimiz.com-43378)
1. Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat. "Bu hikayedeki öğüt ne?" "Gel sana biraz öğüt vereyim."
2. Tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek. "Un öğütülmüş buğdaydır." "Git bu mısırları da öğüt."
3. Ezmek, çiğnemek. "Yediklerimizi dişler öğütür."

Eş sesli (sesteş) kelime: Dil (dersimiz.com-15343)
1. Ağızda bulunan tat alma organı. "Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş."
2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. "Kaç aydır bu dil kursuna gidiyorsun?" "Beni vazgeçirmek için az dil dökmedi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kor (dersimiz.com-15360)
1. Ateş durumuna gelmiş kömür veya odun parçası. "Kalan korları söndürmek için biraz su serptik."
2. Büyük acı, üzüntü, sıkıntı, dert. "Genç yaşta evladını kaybetti, bu kor onu yakıp bitiriyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: İç (dersimiz.com-15313)
1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?"
2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yan (dersimiz.com-69627)
1. Yanmak, ateş durumuna geçmek, tutuşmak. "Soba yeni yandı, az sonra ısınırız."
2. Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölüm. "Elif'in yanında otur."
3. Birlikte, beraberinde olma. "Yanındaki kişi arkadaşın mıydı?"
4. Çok üzülmek. "Ben çok yandım, şimdi de sen yan."

Eş sesli (sesteş) kelime: Toka (dersimiz.com-42851)
1. Saçları bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç. "Tokamı kaybettim bulamıyorum." "Beyaz toka yakışmış."
2. Kemer, kayış, ayakkabı vb.de tutturmalık. "Bu kemerin tokası kopmuş." "Çantanın tokasını beğenmedim."
3. El sıkışma. "Babamla da tokalaştın mı?" "Pazarlık için uzun süre tokalaştılar."

Eş sesli (sesteş) kelime: Koca (dersimiz.com-15320)
1. Kadına göre eş. "Kocası her akşam eve elleri dolu gelirdi."
2. Büyük. "Koca koca ağaçları acımadan kestiler, orman filan kalmadı artık."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Net-8103)
1. Yemek. "Herkes aşını yedikten sonra pasta keseceğiz."
2. Geçmek, aşmak. "Biz ne sınavlar aşmış insanız, bu sınav ne ki..."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü