Eş sesli, sesteş Yenik kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Yenik kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?"
2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Ben (dersimiz.com-6323)
1. Kendim, ben. "Ben, senin dediklerine kesinlikle katılmıyorum."
2. Yüzde çıkan siyah leke. "Yüzündeki ben, sana ayrı bir güzellik katmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yat (dersimiz.com-15307)
1. Donanımlı büyük gemi. "Bu ne zenginliktir abi, yeni bir yat daha almış."
2. Uyumak için yapılan işin adı, yatmak. "Akşam erken saatte yatan, sabah erken kalkar, unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Satır (dersimiz.com-15361)
1. Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi. "Üç beş satırlık bir mektup yazıp gönderdim."
2. Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir tür bıçak. "Kurban etlerini satırla bir güzel parçaladık."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Net-8103)
1. Yemek. "Herkes aşını yedikten sonra pasta keseceğiz."
2. Geçmek, aşmak. "Biz ne sınavlar aşmış insanız, bu sınav ne ki..."

Eş sesli (sesteş) kelime: (Dersimiz.Com-8471)
1. Tok olmayan, karnı açıkmış. "Bu çerezler biraz olsun açlığımızı yatıştırdı."
2. Aralamak, açmak. "Rüzgar esmeye başlayınca kapı ve pencere açıldı."
3. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. "Toplantının açılış konuşması pek uzadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ağaç (dersimiz.com-42406)
1. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. "Bu elma ağacını ben ektim." "Bahçemizdeki ağaçlar yeşillendi."
2. Bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. "Tüm mobilyalar ağaç olsun." "Tezgahı neden ağaç yaptın?"
3. Tahta, kereste. "Bana da biraz ağaç ayarla."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Er (dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yemek (dersimiz.com-17125)
1. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş. "Yemekler hazır, haydi sofraya."
2. Ağızda çiğneyerek yutmak. "Kim bu elmayı yemek ister?"
3. Kandırmak. "Hakem, futbolcunun bu hareketini yemekle büyük hata yaptı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Acemi (dersimiz.com-53447)
1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. "Arkadaşım acemi şoför gibi araba kullanıyor."
2. Bir yere, bir şeye yabancı olan. "Sen galiba bu mahallenin acemisisin."

Eş sesli (sesteş) kelime: Koy (dersimiz.com-18092)
1. Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek. "Kızım, şu kahvaltılıkları dolaba koy."
2. Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü. "Bu koy adeta gizli bir cennet."
3. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak. "İş varsa, şu garibanı da bir işe koy."

Eş sesli (sesteş) kelime: Var (dersimiz.com-15306)
1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var."
2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor."
3. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. "Bizim mahallede böyle bir gelenek var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Hayır (dersimiz.com-15312)
1. Olumsuzluk bildiren söz. "Tüm tekliflerime hayır diyor."
2. İyilik, karşılık beklenmeden yapılan yardım. "Artık kendini hayır işlerine adamış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Aralık (dersimiz.com-67899)
1. Ara. "Dolapla duvar arasında biraz aralık olsun."
2. Uygun, elverişli durum, fırsat. "Bir aralık bulursam eşyaları sana getiririm."
3. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. "Bu aralık ayı çok soğuk geçti."
4. Yarı açık, tam kapanmamış. "Pencereyi biraz aralık bırak da hava gelsin."

Eş sesli (sesteş) kelime: (dersimiz.com-17857)
1. Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri. "On dakikadır ayakkabını eşini arıyorum."
2. Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. "İnsan, iyi ve kötü gününde eşinin yanında olmalı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Asma (dersimiz.com-15355)
1. Belirli bir tür üzüm veren bitki. "Sapsarı üzümleri koparmak için asmaya uzandı."
2. Asmak işi. "Annesi, yıkanan çamaşırları asmakla meşguldü."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık (dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."

Eş sesli (sesteş) kelime: Saç (dersimiz.com-15326)
1. Başımızdaki kıl yumağı. "Saçlarını kısa kestirmişsin."
2. Etrafa yaymak, saçmak. "Düğünde saçılan paranın haddi hesabı yoktu."

Eş sesli (sesteş) kelime: An (dersimiz.com-70915)
1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası. "Gelmeyeceğini bir an bile düşünmedim."
2. Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme veya onu düşünme; zikretme. "Biz akşam konuşurken seni de andık."

Eş sesli (sesteş) kelime: Çöz (dersimiz.com-29876)
1. Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak. "Şu eşofmanın ipini çözsene."
2. Bir problemi ya da sorunun cevabını bulmak. "Bu matematik problemlerini çözemiyorum."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü