üvey evlat kelimesinin mecaz anlamı

üvey evlat kelimesinin mecaz anlamı:
Kötü davranılan kimse.

İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın

Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.

Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.

kavga kelimesinin mecaz anlamı Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele.

götürmek kelimesinin mecaz anlamı Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak.

kalaylamak kelimesinin mecaz anlamı Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak.

bozmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Birini beklemediği bir davranış karşısında bırakarak küçük düşürmek. 2. Aklını yitirecek derecede bir şeye düşkün olmak.

çekiştirmek kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin kötü taraflarını uzun uzadıya sayıp dökmek.

gölge kelimesinin mecaz anlamı 1. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse. 2. Koruma, kayırma himaye.

eşek kelimesinin mecaz anlamı Kaba ve yeteneksiz, inatçı kimse.

kalpazan kelimesinin mecaz anlamı Yalan ve hile ile iş gören kimse.

sarıklı kelimesinin mecaz anlamı Müslüman din adamı.

köşe kelimesinin mecaz anlamı 1. Kuytu, tenha veya ücra yer. 2. Kimsenin uğramadığı, aramadığı yer.

reaya kelimesinin mecaz anlamı Hristiyan.

maneviyat kelimesinin mecaz anlamı Yürek gücü.

esaret kelimesinin mecaz anlamı Hâkimiyet altında.

sayıklamak kelimesinin mecaz anlamı İstediği, özlediği bir şeyden sürekli söz etmek.

fersah kelimesinin mecaz anlamı Çok uzun mesafe, uzaklık.

tilki kelimesinin mecaz anlamı Pek kurnaz.

çarkıfelek kelimesinin mecaz anlamı Talih, kader.

hanım evladı kelimesinin mecaz anlamı Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse.

inci kelimesinin mecaz anlamı Yanlışlığı nedeniyle gülünç olan söz veya cümle.

kopmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Birdenbire gürültülü veya tehlikeli olaylar birdenbire başlamak veya ortaya çıkmak. 2. Bütün ilişkileri kesilip büsbütün ayrılmak veya uzaklaşmak. 3. Kurtulmak. 4. Çok ağrımak.

firavun kelimesinin mecaz anlamı Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse.

ticani kelimesinin mecaz anlamı Yobaz, gerici.

ballı börek kelimesinin mecaz anlamı 1. Kolay elde edilen. 2. Getirisi çok olan. 3. Çok tatlı, iştah artırıcı.

kaynak kelimesinin mecaz anlamı Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi.

köşebaşı kelimesinin mecaz anlamı Önemli makam.

kükremek kelimesinin mecaz anlamı 1. Coşmak, taşkınlık göstermek. 2. Kızgınlık ve öfke ile yüksek sesle bağırmak.

kayıtsız olmak kelimesinin mecaz anlamı İlgisiz, umursamaz, önem vermeyen durumda bulunmak.

kurtlanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Rahat oturmayıp telaş ve sabırsızlık göstermek. 2. Sürekli kımıldanmak. 3. Bir yerde çok oturmaktan bıkarak gezme gereği duymak.

kaşınmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Kendi aleyhinde olan bir işlemi sonuçlandıracak hareketlerde bulunanlar için söylenir. 2. Kötü bir karşılık gerektiren davranışlarda bulunmak.

kulvar kelimesinin mecaz anlamı İçinde bulunduğu veya ilgili olduğu alan.

Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü