Sık sık bir yerden başka bir yere giden veya atanan kimse.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
koz kelimesinin mecaz anlamı Saldırı veya konum nedeni.
pehlivan kelimesinin mecaz anlamı Boylu boslu ve güçlü kişi.
ımızganmak kelimesinin mecaz anlamı Kararıp söner gibi olmak.
kurtlu kelimesinin mecaz anlamı İçinde kurtla kaynaşmış gibi yerinde rahat duramayan çocuk.
el ense çekmek kelimesinin mecaz anlamı Yenmek, mağlup etmek.
hayvan kelimesinin mecaz anlamı Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat ve elinden iş gelmeyen kimse.
atmosfer kelimesinin mecaz anlamı İçinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava.
ihdas etmek kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin olmasına, ortaya çıkmasına sebep olmak.
mihrap kelimesinin mecaz anlamı Umut bağlanan yer.
çıtak kelimesinin mecaz anlamı Kaba, huysuz, kavgacı.
keşif kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin olacağını önceden anlama, sezme, tahmin.
nötr kelimesinin mecaz anlamı Tarafsız, yansız.
kol gezmek kelimesinin mecaz anlamı Kötü durum ve davranışlar çokça olmak.
iğne kelimesinin mecaz anlamı Dokunaklı söz.
bölücü kelimesinin mecaz anlamı Bir topluluğu, birliği parçalama, bölme amacında olan, fesatçı, münafık.
yörüklemek kelimesinin mecaz anlamı 1. Ağır bir işi, yapsın diye birine vermek. 2. Üstüne atmak, yastamak, inat etmek. 3. Bir yükümlülük altına sokmak.
yıkmak kelimesinin mecaz anlamı Herhangi bir suç, iş vb.ni birine yüklemek.
akis kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki.
çıkış kelimesinin mecaz anlamı Beklenilmeyen bir sırada yapılan sert konuşma.
tamir etmek kelimesinin mecaz anlamı Yapılan bir yanlışı düzeltmeye çalışmak.
ayarlamak kelimesinin mecaz anlamı İşleri birbiriyle çatışmayacak ya da zamanında bitecek biçimde düzenlemek.
gölgelemek kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin veya bir şeyin değerini azaltmak, sönüklük getirmek.
kaynaşmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Uyuşmak, yakın ilişki kurmak, derinleştirmek, sıkı fıkı olmak. 2. Huzursuz olmak.
pençe kelimesinin mecaz anlamı Aman vermeyen, acımasız, zorlu ve büyük güç.
kurutmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Cılız duruma getirmek, zayıflatmak 2. Yiyecek ve içecekleri yiyip bitirmek. 3. Uğursuzluk getirmek, yok etmek.
acı duymak kelimesinin mecaz anlamı Üzülmek, üzüntü içinde kalmak.
boyut kelimesinin mecaz anlamı Durum, içerik derinlik, genişlik, büyüklük kapsam.
ilkel kelimesinin mecaz anlamı Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz.
açı kelimesinin mecaz anlamı Bakış, görüş, anlayış biçimi.
yavan kelimesinin mecaz anlamı Hoşa gitmeyen, tatsız.