1. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak.
2. Umut vererek kandırmak, aldatmak, kendine bağlamak.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
virt kelimesinin mecaz anlamı Çok yineleme, diline dolama.
yaşamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yer tutmuş olmak. 2. Hoş vakit geçirmek, keyif sürmek. 3. Birine "ne mutlu" olmak. 4. Süredurmak.
tat almak kelimesinin mecaz anlamı Bir şeyden hoşlanmak, zevk almak.
kamçılamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Etkinliğini artırmak, hızlandırmak. 2. İsteklendirmek, özendirmek, teşvik etmek.
çiftlik kelimesinin mecaz anlamı Kolaylıkla yarar sağlanabilen yer.
sırıtmak kelimesinin mecaz anlamı Çirkince kendini belli etmek.
yer demir gök bakır kelimesinin mecaz anlamı 1. Şartların zor, imkânların kısıtlı olduğu durumlarda söylenen bir söz. 2. Hiçbir yardım ve umut olmadığında kullanılan bir söz.
çemkirmek kelimesinin mecaz anlamı Karşı gelmek, sert cevap vermek.
dikkat kelimesinin mecaz anlamı İlgi, özen.
boynuzlamak kelimesinin mecaz anlamı Kocasını başka bir erkekle aldatmak.
perçinlemek kelimesinin mecaz anlamı Sağlamlaştırmak, güçlendirmek.
mahsul kelimesinin mecaz anlamı Ortaya çıkan, elde edilen şey.
çocuk kelimesinin mecaz anlamı 1. Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi. 2. Büyüklere yakışmayacak daha çok küçüklerin yapabileceği gibi davranan kimse. 3. Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse.
dalmak kelimesinin mecaz anlamı Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak.
lastikli kelimesinin mecaz anlamı İstenen yana çekilebilir, türlü anlamlara alınabilir.
politikacı kelimesinin mecaz anlamı Karşısındakinin duygularını okşayarak çıkar sağlayan kimse, siyasetçi.
kumkuma kelimesinin mecaz anlamı Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kimse, olay, olgu veya yer.
dayı kelimesinin mecaz anlamı Birinin kayırıcısı olan nüfuzlu adam, sözü geçer kimse.
aforoz kelimesinin mecaz anlamı Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplumun dışlaması.
katmerleşmek kelimesinin mecaz anlamı Çoğalmak, artmak.
anlaşma kelimesinin mecaz anlamı İki tarafın birbiriyle iyi geçinmesi, uyuşması.
katıksız kelimesinin mecaz anlamı 1. Belli bir yerden, belli bir soydan gelen. 2. Niteliği başka hiçbir etkiyle bozulmamış olan, tam.
dağ kelimesinin mecaz anlamı Büyük üzüntü, acı.
koz kelimesinin mecaz anlamı Saldırı veya konum nedeni.
barınmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak. 2. Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak.
dalga kelimesinin mecaz anlamı 1. Gizli amaç, dalavere. 2. Esrar gibi uyuşturucu maddelerin verdiği keyif hali. 3. Dalgınlık.
katı kelimesinin mecaz anlamı 1. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim. 2. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan.
yıpranmak kelimesinin mecaz anlamı Çeşitli etkenlerle eski gücü kalmamak.
siyah kelimesinin mecaz anlamı Koyu renkte.
baba kelimesinin mecaz anlamı 1. Anlayışlı, iyi huylu erkek. 2. Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı. 3. Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse. 4. Ata.