Özensiz, gönülsüz, önem vermeden.
İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın
Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.
Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.
iblis kelimesinin mecaz anlamı Kötü ve düzenci kimse.
çıtlatmak kelimesinin mecaz anlamı Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek.
tip kelimesinin mecaz anlamı İlgi çekici, değişik, delice davranışları olan kimse.
karın kelimesinin mecaz anlamı İç, akıl, kafa.
kundaklamak kelimesinin mecaz anlamı Ara bozmak, aldatmak.
cennet kelimesinin mecaz anlamı Çok güzel yer.
bulutlanmak kelimesinin mecaz anlamı Kederlenmek, hüzünlenmek.
safsata kelimesinin mecaz anlamı Boş ve asılsız söz, saçma sapan söz.
satılmak kelimesinin mecaz anlamı Para veya çıkar karşılığı, gizlice karşı tarafa hizmet etmek.
saymak kelimesinin mecaz anlamı 1. Geçer tutmak. 2. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye değer vermek, hürmet etmek. 3. Önemsemek. 4. Gibi görmek, kabul etmek. 5. Hesaba katmak, dikkate almak.
bölüm kelimesinin mecaz anlamı Çağ, devir.
dallanmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yayılmak, gelişmek, genişlemek. 2. Karışık, güç ve içinden çıkılmaz duruma girmek.
karikatür kelimesinin mecaz anlamı Beceriksizce yapılmış şey, taslak.
bilanço kelimesinin mecaz anlamı Girişilen herhangi bir işte belli bir zaman sonunda elde edilen iyi ve kötü sonuçların karşılıklı durumu.
kenetlenmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek. 2. Birbiriyle dayanışma içine girmek. 3. Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak.
kapkaççı kelimesinin mecaz anlamı Üstünkörü, gereken önem verilmeyen, baştan savma, alelade.
taslak kelimesinin mecaz anlamı Herhangi bir durum ya da işi gereği gibi yerine getirmeyen kimse.
fıkırdamak kelimesinin mecaz anlamı Aşırı cilvelenmek veya kesik kesik gülmek.
kuru kafa kelimesinin mecaz anlamı Akılsız kafa.
düşman kelimesinin mecaz anlamı 1. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse "Çikolata düşmanı." 2. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse. "Sigara düşmanı."
ceberut kelimesinin mecaz anlamı Acımasızlık, zorbalık.
tadı damağında kalmak kelimesinin mecaz anlamı Hoşa giden, zevk alınan bir şeyi unutamamak.
seslenmek kelimesinin mecaz anlamı Birine karşı söylemek, söz yöneltmek.
hanım evladı kelimesinin mecaz anlamı Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse.
dalmak kelimesinin mecaz anlamı Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak.
tavlamak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak. 2. Umut vererek kandırmak, aldatmak, kendine bağlamak.
dişi kelimesinin mecaz anlamı Şuh, işveli, çekici.
çarpıtmak kelimesinin mecaz anlamı 1. Yanlışa ve kötü duruma götürmek. 2. Gerçek anlamından saptırmak.
soluk kelimesinin mecaz anlamı Tarz.
melez kelimesinin mecaz anlamı Katışık.