Rifâde:Kâbe'yi ziyârete gelen hacıları ağırlamak ve barındırmaktır.
Risalet:Peygamberin yaptığı elçilik görevine ise risalet denir.
Rivayet:1- Hz. Peygamber'in söz, onay ve eylemlerinin yazılı veya sözlü olarak sonraki nesillere metin ve se
Riya:Söz, iş ve davranışlarında gösterişe yer vermek, inandığı gibi hareket etmemek. İkiyüzlülük.
Riyakârlık:Herkes tarafından övülmek, hürmet ve rağbet görmek, şöhret olup dillerde dolaşmak amacıyla
yapmacık
Ru'yet-i Hilâl:Kamerî ayların başlangıcını belirleyen Hilal'in görülmesidir.
Ruh:Can, nefes, canlılık, insana hayat veren mahiyetini Allah'ın bildiği şey.
Ruhbanlık:Dünya işlerinden tamamen uzaklaşarak, manastırlarda, kiliselerde veya insanlardan uzak yerlerde kuru
Ruhsat Haddi:İkamet yerinden, oranın ezanı duyulmayacak ve duvarı görülmeyecek uzaklıktaki mesafe ve ötesi.
Ruku:Namazda kıraatten sonra elleri dizlere koyup sırt yere paralel olarak eğilmektir. Rükuda iken 3 defa
Rükn:Sözlükte köşe ve bir şeyin aslı anlamına gelen rükn, bir hac terimi olarak hac ve umre ibadetini mey
Rükû:Sözlükte eğilmek manasına gelir. Namazda eller dizlere erecek ve sırt ile baş, düz bir şekil oluştur
Rükûya Bitişik Kıyâm:Rükûya eğilmeden önce en son lahzada ayakta durma; ki namazın rüknüdür.
Rükün:1- Bir şeyin aslını oluşturan parçalardan her biri; cüz, temel unsur. İbadetlerin farzları.
2- B
Rüşt:Erginlik.
Rüşvet:Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya par
Rütbe:Mertebe, derece, paye.
Sa'y(Say):1-Hac ya da Umre yaparken Kâbe yakınlarında bulunan Safâ ile Merve tepeleri arasında, dört gidiş üç
Sabır:Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme er
Sâbî:Bülûğ (ergenlik) çağına gelmemiş oğlan çocuğu demektir. Kızlara ise sabiyye denir.
Sabilik:Kur'an-ı Kerim'de Yahudi ve Hıristiyanlarla birlikte anılan bir din. Sabiiliğin ilahî bir din olduğu
Sadaka:Karşılıksız, ALLAH rızası için fakirlere yapılan yardıma ve her türlü iyilik ve iyi davranışa sadaka
Sadaka-i Cariye:Öldükten sonra da amel defterimize sevap yazdıran sadakaya denir. Örnek: Çeşme yaptırmak, okul yaptı
Sadakallahü'l Azim:Sadakallahü'l-azim, "Allah doğru söyledi," demektir. Kur'an-ı Kerim'den bir ya da birden fazla ayet
Sadakat:1- Sağlam ve güçlü dostluk, içten bağlılık, güven duyma, vefalı olma, sözünde durma, doğruyu söyleme
Sadakayı Câriye:Öldükten sonra da amel defterimize sevap yazdıran sadakaya denir. Örnek: Çeşme yaptırmak, okul yaptı
Safa:Hac ve umrede say ibadetinin başladığı Kâbe'nin doğu tarafındaki küçük tepe. Hac ve umre yaparken ka
Safa-Merve:Kâ'be'nin doğusunda bulunan iki tepenin isimleridir. Bugün Mescid-i Haramın duvarı ile bitişik halde
Sahabe:Hz. Muhammed (s.a.v.)'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar. Hz. Muhammed'in arkadaşları.
Sahabi:Sahabi, sözlükte arkadaş, dost demektir. Peygamber Efendimiz zamanında yaşamış, Müslüman olarak Peyg
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 1545