Alaca:Fes rengi ve lacivert zemin üzerinde sarı çizgiler olan bir çeşit pamuklu kumaşın adıdır. Anadolu'nu
Alaca Bayrak:Yeniçerilerin süvari kısmını teşkil eden ve "ebna-i sipahiyan" ismini alan altı bölükten dördüne ayr
Alay Arabası:Alaylarda padişahların bindikleri arabaya verilen addı. Buna "saltanat arabası" da denirdi. Avrupalı
Alay Beyi:Eskiden miralay rütbesinde olan, vilayet merkezlerindeki jandarma kumandanlarına verilen unvandı. 19
Alay Çavuşu:İki anlama gelmekteydi. Birincisi, hükümdarların bir yere gidişinde, geçit merasimlerinde önden gidi
Alay Emini:Yüzbaşıdan büyük, binbaşıdan küçük, askeri kâtip sınıfından bir vazifenin unvanıydı. Alay kâtipliğin
Alay Erkânı:Başta miralay olmak üzere, alayı teşkil eden taburların binbaşılarıyla, alay müftüleri ve alay kâtip
Alay Göstermek:Eskiden geçit resmine verilen isimdi. Bu resmi geçitler önemli Avrupa sefirleri için de yapılırdı. Y
Alay İmamı:Alayın birinci taburunun imamına verilen unvandı. Teşrifatta, yani protokolde yüzbaşıya denk gelmekt
Alay Kanunu:Alay-ı hümayunlarda, seferlerde, hükümdar huzurunda yapılan resmi geçitlerde, hükümetçe tespit edilm
Alay Kâtibi:Alayın yazı ve hesap işlerini gören zabite verilen unvandı. Tabur kâtipliğinden göreve başlayanlar,
Alay Köşkü:Padişahın, gerek ordu alayını gerek diğer alayları seyretmek için yaptırılan köşk için kullanılan ta
Alay Meclisi:Alay işleri ve meseleleri hakkında gerekli kararları alıp uygulamaya koyma yetkisi olan meclisin adı
Alay Meydanı:Topkapı Sarayı'nda, "orta kapı" ile "babü's-saade" arasındaki sahaya alay meydanı denilmekteydi. Ala
Alay Müftüsü:Alay imamının üstündeki rütbede bulunan sarıklı zabite verilen unvandı. Teşrifatta binbaşıya denk ge
Alay Sancağı:Alay sancağı iki anlama gelmekteydi. Birincisi, bir alaya mahsus olan sancağa verilen isimdi. İkinci
Alay-ı Hümayun:Hükümdar ve ordu sefere giderken ve seferden dönerken, alayı uğurlamak ve karşılamak için saraydan D
Alaya Binmek:Resmi sıfatı olan şahısların, bayramlarla resmi günlerde yapılan alaylara iştiraklerini ifade eden b
Alaylı:Eskiden mektep mezunu olmayan, askerlikten yetişen zabitler hakkında kullanılan bir tabirdi. Mecazen
Alem:Sancak ve bayrak için kullanılan genel bir tabirdi. Kamus-ı Türkî'de alem şöyle açıklanıyor: yollara
Alemdar:Bayraktar. Bir birliğin bayrağını ve sancağını taşıyan asker.
Altı Vergi:Duyun-u Umumiye'ye verilmiş altı vergi: İpek, Tütün, Balık avı, tuz, içki ve damga pulu
Amire:Devlete ait olan, resmi, tersane-i amire.
Âmm:Genel, umumi, herkese ait.
Âmm ve şâmil:Umumi ve kapsamlı
Amme arâzisi:Kamu toprağı
Âmme emlakı:Kamu taşınmaz malları.
Anasır:Osmanlı Devleti'nde yaşayan çeşitli etnik unsurlar
Arâzi-i mahlûle:Tasarruf sahibinin intikal sahibi bırakmaksızın ölümü ile hazineye dönen miri arazidir.
Arâzi-i mahmiyye:Geliri (rakabesi) Hazineye ait bulunan araziden koru, mer'a, yol, pazar yerleri gibi halkın gereksi
Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 468