Gına:Din için Allah için zenginlik anlamlarına gelir. Sûfiler Allah'a muhtaç olma Allah ile zengin olmayı
Goygoycu:Muharrem ayının ilk günlerinde, toplu halde kapı kapı dolaşıp dilenenler için kullanılır, içlerinden
Hak:Arapça'dır, gerçek anlamına gelir. Allah'ın güzel isimlerindendir (el-Hakk).
İhlâs:Gösterişi bırakmak, taatta, ibadette samimi olmak manalarını ihtiva eden Arapça bir ifade. Kalbi, sa
İman:İman, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Allâhü Teâlâ tarafından getirip tebliğ buyurduğu; bildirdiği şe
Kâbe:Yeryüzünde Allah'a ibadet edilmek üzere inşa edilmiş olunan ilk mâ'bed. Vuslat makamı. Kalbin Hakk'a
Masiva:Allah dışındaki diğer tüm varlıklar.
Maşuk:Arapça, sevgili demektir. Allah. O, her yönden sevilmeye lâyıktır.
Meydancı:Dergâhtaki meydan hizmetlerine bakan, mukabele yapılacağı zaman şeyhin postunu semahanede yere seren
Meyl:Arapça, eğilim, meyletme demektir. Gayeden, temelden habersiz, elde olmadan (kendiliğinden) herşeyin
Muhib:Arapça, seven demektir. Tasavvuf yolunu ve o yolda gidenleri seveni ifade eder. Tasavvuf yolunu seve
Mukabele:Arapça, karşılaşmak, biriyle karşı karşıya gelmek anlamındadır. Dervişler, zikir çekerken karşılıklı
Murakabe:Arapça gözetlemek, korumak, kontrol etmek demektir. Allah'ı kalp ile düşünmek.
Allah'ın, her zaman,
Musafaha:Arapça, parmaklar bitişik, eller düz ve açık olarak iki kişinin tokalaşması demektir. Musafaha sünne
Mutasavvıf:1. Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Allah'a adamış kimse, herhangi bir tasavvuf yolunda mer
Müçtehit:Bir konuda ayet ve hadislere dayanarak yargıya varan, karar veren din düşünürü.
Mürebbî:Arapça, terbiye eden anlamındadır. Manevî tekâmül yolunu öğreten ve eğitimini yaptıran şeyhler veya
Mürit (Mürid):1. Arapça, isteyen demektir. Allah'a vuslatı arzu eden, bir başka deyişle, Allah'ın ahlakıyla ahlakl
Mürşit (Mürşid):1. Doğru yolu gösteren, kılavuz.
2. Müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren
Mürüvvet:Arapça, iyilikte bulunmak, insanlık anlamında bir kelime. Allah dostlarının lütuf ve ihsanlarına da,
Peştamal:Farsça, belden aşağı sarılarak giyilen havlu veya bezden yapılmış giysiye denir. Fütüvvet erbabının
Pezevenk:Farsça, "pejvend"den bozma bir kelime olup, kadın tüccarlığı yapan, fuhuş pazarlamacıları için kulla
Pir:1. Farsça, ihtiyar, yaşlı kimselere pîr denir. Tasavvuf liderine de pîr adı verilmiştir. Bu kelime ü
Post:Farsça, hayvan derisi demektir. Tüylü hayvanların, özellikle koç, kurt vs. gibi hayvanların derisi t
Rabbani:Rab'ba mensup, Allah adamı anlamına Arapça bir kelime. Velilere, Rabbânî de denir. Yani, bu manada R
Rabıta:Arapça, bağlayan, rapteden demektir. Tasavvufi olarak, müridin zihnî planda, tefekkür ve hayal gücün
Refref:Kuşun kanatlarını yayarak hareket ettirmesine Arapça'da refref denilmekle birlikte, aynı kelime efsa
Saki:İlahi aşk şarabını sunan kişi, doğru yolu gösteren şeyh. İçki meclisinde kadehlerle içki dağıtan kiş
Sala:Arapça. Ezandan önce, özellikle Cum'a günleri, Hz. Muhammed (s)'i övmek maksadıyla okunan na'at. Bu
Salih:Arapça, istikamet ve iyilik sahibi dürüst kimseye denir.
Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri Sözlüğünde Kayıtlı Terim: 99