Cilt Terimi Hakkında Bilgiler
Türkçeye Arapçadan geçen bu kelime «deri» demektir. Yazılı eserlerin korunması amacıyla yapılan kitap kapları da çoğunlukla deriden yapıldığı için cilt adını almıştır. Kâğıdın icadından önce, balmumu levhalar ve papirüs üzerine yazılan yazıların saklanması için iplerle bağlı tahta kapaklar kullanılmıştır. Parşömen kullanılmaya başlanınca katlanıp forma elde edilmiştir. Cilt ve ciltçilik kâğıtçılıkla birlikte gelişmiştir. İlk Türk ciltleri Doğu Türkistan'da Mani dinini kabul eden Uygur Türklerine aittir. Cilt sanatının Çin'den Türklere geçtiğini ileri sürenler varsa da Çinlilerin tomar hâlinde baskı yaptıkları göz önüne alınınca bu mümkün görülmemektedir. Klâsik Türk ciltleri aynı yüzyıllar içindeki diğer İslam milletlerin kitap kapları ile karşılaştırılırsa bazı özellikler görülür. Meselâ İran çevresinde yapılan ciltlerin kaplarının iç yüzlerinde katı' süsler ince ve çok renklidir. Türk ciltlerinde ise iç kısım genellikle kalın katı' (oyma) süslü ve sadece merkez madalyonundan ibaret, bazen de köşebentlidir. Zemin tek veya iki renklidir. Bazen dıştaki süsleme, derinin rengi değiştirilmiş olarak, kabın iç yüzünde de tekrarlanır.Deri ciltlerde uygulanan klâsik üslup, şemseli cilt tarzıdır. Kapaklar üzerindeki süslemeler kabartma olduğundan, kitap rafa veya rahleye konduğunda sürtünerek ezilmemesi için, kabartmaların en üst kısmı, düz kısımlardan aşağıda tutulmuştur. Ciltte süslemelerin kapak, Sertap ve mıklep üzerinde yapılmış olması Türk üslûbunun özelliğidir. Doğu ciltlerini batınınkinden ayıran özellikler ise şöyle sıralanabilir: Klâsik ciltlerimizde sırt (dip) yuvarlak değil düzdür; kapaklar kitap boyunda olup, dışarı taşmaz; şiraze, sırta ipek iplik dikilip elle örülür; sırtta yazı olmaz, eserin adı zahriyede veya kitap yaprağındadır; alt kapağa iki parça (Sertap ve mıklep) eklenmiştir; iki kapak, mıklep ve Sertap birer süsleme düzeyidir. Klâsik bir cilt, tezhip, nakış, deri tıraşlama, murakka, hâk, hat, katı' ve ebru sanatlarının ürünüdür. Genellikle birçok sanatkârın ortak çalışması ile meydana gelmiştir.Cilt süsleme üslupları, bu ciltlerin bulundukları kültür alanlarına göre değişik şekillerde ise de, bu değişiklik yapılış özelliklerinden çok süsleme ve kullanılan malzeme konuşunda kendini gösterir. Türk - Îslâm cilt sanatının tarihteki gelişiminde şu üsluplar tespit edilmiştir :Hataî (Kâşî, Horasan, Buhara, Dihlevî), Herat (Herat, Şiraz, Isfahan), Arap (El-cezire, Halep, Fas), Rûmî (Selçuk), Memlûk (Mısır), Türk (Diyarbakır, Bursa, Edirne, İstanbul, Şukûfe, Rugan «Lake», Barok), Mağribî (ispanya, Sicilya, Fas), Lake (Iran, Hint), Buhara-yı cedit.
Deri tabakası da denir. Vücudu çarpma, vurma, yaralamaya karşı koruyan vücut ısısını dengeleyen tabakadır.
1. Formaları, yaprakları birbirine dikerek veya yapıştırarak kitap, defter, dergi vb.ne geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak.
2. Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri.
3. Bir yapıtın ayrı kitap hâlinde basılan bölümlerinden her biri.
Bir periyodik yayının genellikle bir yıllık sayılarının toplamı.
Benzer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri:
Levha: Kitap başlıklarına verilen ad. Başlık veya serlevha da denir. Hüsn-i hatla yazılan ve çerçevelenerek duvara asılan yazılara da levha denilir. Bu yazıl
Lal Mürekkebi: Lotur, Şekerci çöğeni, şap ve su belirli oranlarda karıştırılıp kaynatıldıktan sonra suyu alınır; bunun içine "kırmızböceği" nin kurutulmuşu, iyice dö
Kuzulu Cetvel: Yeşil altınla sarı altından bir arada çekilerek ve araları mürekkeple ayrılarak meydana getirilen cetvellere denilir. Sarı altın yeşil altının dörtte
Tevkii: Tuğrai ile ilgili bilgilere bakınız.
Boya Atmak: Ebru yapmak üzere kitreli suyun üzerine boya serpme işlemine denir.
Nokta: Kur'an-ı Kerimler'de âyet ve cümleleri ayırmak, yazmalarda durakları belirlemek için kullanılmış küçük yıldız ve çiçek şekillerine verilen isim. Munta