Fesahat Terimi Hakkında Bilgiler
Sözün ses ve anlam kusurlarından kurtarılması yolları. İfadenin kusurlardan uzak bulunması hali fasîh'tir. Sözün söylenişi ve işitilişi tatlı olmalı, anlaşılmasında güçlük çekilmemelidir. Divan edebiyatında fesahat, kelimede fesahat, kelâmda fesahat diye ikiye ayrılır:
1. Kelimede fesahat: Aynı veya yakın mahreçten çıkan harflerin bir kelimede toplanmamasına (tenâfür-I hurûf), (er kalkılınca); kelimeleri meydana getiren harflerin kaynaşmasında telaffuz zorluğu olmamasına (mütenâfir) (ör. tartırttı); anlamı herkes tarafından bilinmeyen kelimelere yer vermemeye (garâbet), kelimeyi vezne uydurmak için şeklini değiştirmemeye, çok anlamlı bir kelimeyi meşhur olmayan anlâmında kullanmamaya gramer hatası yapmamaya (kıyasa muhalefet) dikkat edilir.
2. Kelâmda fesahat: Telaffuzu güçleştiren kelimelerin yan yana getirilmemesi (tenafur-I kelimât). (Örneğin: Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi), zincirleme tamlama (tetâbu-I izâfât) yapmamaya (Örneğin: Ali'nin ceketinin cebinin içi); Cümle kuruluşunun sağlam olmasına, önce söylenecek sözü sona, sonra söylenecek sözü öne almamaya, sözün düğümlenmemesine dikkat edilir.
Açık ve düzgün konuşma.
Benzer Edebiyat Terimleri:
Esrem: Aruzdaki fe'ülün cüzünden fe ve n'yi kaldırıp ûlu yerine getiren fa'lü cüzü.
Genelleme: Anlatılan konuyla tam bağlantısı bulunmayan bir takım düşünceler ortaya sürme.
Tegazzül: Kasideyle aynı ölçü ve kafiyede yazılmış bir gazelin olduğu bölüm.
Monolog: Tek kişinin konuşması, tiyatro oyunlarında kahramanlardan birinin sahnede kendi kendine yaptığı uzun konuşmaların tamamı. Tek kişinin oynaması için ya
Garipçiler: 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rifat üçlüsü, şiirde varolan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini
Âşık: Bir kimseye ya da bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse, halk ozanı, saz şairi.