Ketebe Terimi Hakkında Bilgiler
Bir hattatın yazdığı yazıya ismini koyması, imza demektir. Yazı meşkedenler, hocalarından ehliyetlerini gösteren icazetnameyi aldıktan sonra yazılarına ketebe koyarlardı. Aslı, "o yazdı" demek olan ketebehu'dur. Bazı hattatlar ketebeden sonra, "min telâmiz-i filan..." diyerek üstatlarının adını da yazarlardı.
Ketebe yerinde, Nemekahu, eğer yazan kendinden bir söz katıyorsa Harrerehu, harekeli yazılmış ise Rakamehu, tevazu için veya karalama olduğunu ifade için Sevvedehu, bir meşke bakarak yazmış ise veya meşk olduğunu ifade için Meşşakahu, istinsah suretiyle yazılmış ise Nesehahu veya Satarehu, aynen taklid edilmiş ise Kalledehu gibi tabirler kullanılmıştır.
Ayrıca murakka'at, kıt'a, kitap, ve levhalarda el-Fakîr, el-Hakir, el-Müznib, er-Râcî gibi takdim edilecek makama veya yazının konusuna uygun tevazu ifade eden cümleden sonra isim yazanlar da olmuştur, isimden sonra bazen "Güfire lehu, Gufire zünûbuhu" gibi dua cümlesi ilâve edenler de olmuştur.
Bir hattatın yazdığı yazıya koyduğu imza.
Benzer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri:
Serlevha: Başlık, yazma kitabın tezhiplenen başlık bölümü. Bir levha veya kitabın başına yazılan yazı ve yapılan resme de serlevha denilir. Fatih devrinde kitap
Temmet: Yazma eserin bittiğini gösteren işaret. Kısaca temme üç mim veya tek mim konulduğu da olmuştur.
Rozet: Gülçe ile ilgili bilgilere bakınız.
Çiçekler (Hatai): Gül, gül goncası ve benzer çiceklerin boyuna kesitinin anatomik hatların üslûplaştırılmış görünümleriyle çizilmiş şekline denir. Bazı kitaplarda bu mo
Delail: Ayet, hadis ve duaları içine alan yazma kitap. Bazılarında Kâbe ve Ravza-i Mutahhara'nın el çizimi minyatüre benzer resimleri vardır. Buna kısaca Dela
Acem San'atkâr: Türkiye'ye hariçten gelmiş sanatkâra ıtlak olunur. Arabın gayri mânası gelirse de bizde şark tarafında bulunan milletlere Acem denmiştir. Bunlara Asya