Minyatür Terimi Hakkında Bilgiler
Yazma kitaplarda bulunan, ince bir sanatla işlenen, küçük renkli resimlere verilen ad.
1. Eski el yazısı kitapları süslemek için sulu boya ile yapılan ince, renkli resimler. (Minyatürün kendine özgü bir üslûbu vardı. Geçmişin kıyafetini en iyi yansıtan belgeler minyatürlerdir)
2. Işık gölge ve oylum duygusu yansıtılmayan, küçük ve çok renkli resim sanatıdır.
3. Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı.
Kâğıt, parşömen, fildişi gibi malzemeler üzerine küçük boyutlu resim yapma tekniği.
1- Latince miniare (kırmızı ile boyama)'den kaynaklanan İtalyanca miniaturedan Fransızca'ya, oradan da Türkçe'ye girmiştir. Osmanlıca'da minyatüre 'Nakış', ustasına da 'Nakkaş' denir.
Minyatür, geniş anlamıyla el yazmalarına metni aydınlatmak amacıyla yerleştirilen açıklayıcı resimlerdir.
2- Çoğunlukla eski el yazma kitaplarda bulunan küçük, renkli resim sanatı tekniği.
3- Ortaçağ Avrupa'sında el yazması kitapların bölüm başlarındaki ilk harfler minium denilen maden kırmızısı (sülüğen) ile boyanıp süslenirdi. Daha sonraları kitapları süslemek için yapılan resimlere de bu ad verilmiştir.
Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı ya da bir şeyin küçük ölçekte kopyası veya benzeri.
El yazması kitapları süslemek için sulu boya ile yapılan ve metindeki olayları yansıtan figüratif resimlere verilen ad. İtalyanca "minature" kelimesinden alınmadır. Türkçe'de küçük nakış anlamına hurda nakış denilmiştir.
Minyatür (kitap resmi) şarkın resim tarzıdır. Minyatür sanatında en ileri giden ülke İran olmuştur. Fakat Türk sanatçıları da kendi üsluplarında nefis örnekler vermişlerdir. Osmanlılarda Fatih zamanından itibaren kitaplara minyatür yapılmağa başlanmıştır. Bunda Padişah'ın sanat ve resme olan ilgisi etkili olmuştur. Minyatür 18. yüzyıl sonlarına kadar devam etmiş, sonra resim sanatımız batıya dönmüştür.
Minyatürde figürler birbirini kapatmayacak şekilde üst üste dizilir; geride kalan figürler kâğıdın üst tarafında gösterilir; perspektif yoktur; insan figürleri önemlerine uygun irilikte yapılır; manzaradan uzaklığı renk ve boy oranı ile belirtilmez; en ince ayrıntı dahi minyatürde gösterilir; renkler ışık gölgesiz ve düz olarak sürülür. Toprak boya kullanılır. Boya sabit olsun diye XVIII. yüzyıla kadar yumurta sarısı katılmış fakat kuruduktan sonra boya yeniden kullanılmadığı için yumurta sarısı yerine (içine bir damla saf pekmez veya iki damla üzüm suyu karıştırılarak) tutkal kullanılmıştır. Minyatürlerdeki akarsular ise gümüş suyu (b.bk.) ile yapılmıştır.
Kitap resimleri, Hint kâğıdı, aharlı kâğıt veya parşömene yapılır. Boyalar üç aylık beyaz kedinin ense tüyünden yapılma fırça ile sürülür, bir tek tüy veya samur kılı ile ince hatlar çizilir. Konu, önce ince fırça ve uhra denilen kiremit rengi boya ile desen hâlinde bir kâğıda çizilir. Altın, boya sürülmeden önce kullanılmalıdır. Boyadan sonra Çin mürekkebi ile ince ayrıntılar tamamlanır.
Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen ışık, gölge ve oylum duygusu, yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı.
1. Çoğunlukla eski el yazması kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı.
2. Bu biçimde yapılmış küçük resim.
Benzer Yapı-Dekorasyon Terimleri:
Korniş: 1. Bina cephelerinde üst kenarı sınırlayan ya da kat döşeme düzeylerini belirten profilli silme.
2. Perdelerin asıldığı ya da perde rayını gizleyen
Hilali: Altın kaplanmış bakır.
Ecza Dolabı: Evde veya iş yerlerinde, içerisinde ilk yardım için gerekli ilaç ve sağlık malzemelerinin bulundurulduğu dolap.
Nervürlü Döşeme: Bir yönde yaklaşık 50 cm aralı seri kirişçikli tek doğrultulu döşeme.
Konstrüktif: 1. Yapımsal, inşai.
2. Herhangi bir taşıyıcı işlevi olmaksızın bir detayı tamamlayan parça.
Sunta: Ahşap yonga levhası. Ağaç talaşı ve tutkal karışımının preslenmesiyle değişik kalınlıklarda ve dokularda üretilir. İç mimari ve mobilya tasarımında, b