Salınımlı Yörünge Terimi Hakkında Bilgiler
Jeosenkron uyduların açısal hızları Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki açısal hıza eşit olduğundan yeryüzündeki kapsama alanları sabittir ve bu uyduların yer yüzeyinden uzaklığı 35786,4 km‘dir. İdealde uydunun bu konumunu koruması beklenirken, Güneş’in, Ay’ın ve diğer gök cisimlerinin çekim etkisi, Dünya’nın şeklinin tam yuvarlak ve homojen olmaması, Güneş ışınlarının itme etkisi gibi sebeplerden dolayı uydunun enlemi (ekvatoru referans alarak), gün içinde ± i (inclination) aralığında dalgalanmakta, boylam değeri ise “eccentricity” (yörüngenin elipslik oranını gösteren parametre) ile orantılı olarak gün içinde salınmaktadır. Jeosenkron bir uydunun ömrü uydu işletmecilerinin de benimsemiş olduğu bir strateji olarak salınımlı (inclined) yörüngede çalıştırmak suretiyle uzatılabilir. Bu durumda periyodik olarak gerçekleştirilen manevralardan Kuzey manevraları artık yapılmayacak ve doğal artış eğilimi olan “inclination” açısı serbest bırakılarak uydu “inclined” yörüngede kontrol edillecektir. Fakat, bu durumda uydu haberleşme sistemleri uydunun boylam ve enlemdeki değişimlerine karşı çok hassas olduğu için uydudan gönderilen sinyaller ancak izleme (tracking) üniteleri olan antenler tarafından alınabilecektir.
Benzer Uydu Terimleri:
SNG – Satellite Newsgathering: Uydu yoluyla haber toplama.
Capacity: Kapasite. Geçebilecek maksimum data miktarı.
Common Intermediate Format (CIF): Hem PAL hem de NTSC den nispeten kolayca çıkartılabilen CCITT nin kabul ettiği bir ara televizyon sunum formatı. Örnek sayısı 625 satırlık avrupa sist
Decibel (dB): Desibel, sinyal şiddeti, volüm veya direnç yüzünden sinyal zayıflama miktarının logaritmik ifadesi olan bir analog ölçü birimi.
Broad beam: Geniş bir coğrafi bölgeyi kapsayan geniş dairesel huzme.
Main Profile at High Level (MPEG-2 MP@HL): Yüksek tanımlı geniş ekran televizyon için benimsenen çok daha yüksek bit hızına sahip sistem.