Boylam kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı

Boylam kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Meridyen, Tul, Uzunluk Dairesi

İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın

Takıştırmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Takmak, Kurmak, Montaj Yapmak

Mizaç kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Hasiyet, Huy, Karakter, Sağlık, Tabiat, Yaradılış, Doğa

Sepetlemek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kovmak

Müdür kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yöneten, Yönetici, İdareci, Başöğretmen, Yönetmen

Oluşturulmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Şekillendirilmek

Katılmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Akmak, Benimsemek, Binmek, Gelmek, Girmek, Karışmak, Kavuşmak, Uğunmak, Üstelemek, İştirak Etmek

Büzüşmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İlişmek, Kırışmak

Altın kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Değerli, Kızıl, Zer

Semantik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Anlam Bilgisi, Anlamsal

Yasak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Engel, Memnuiyet, Memnu, Haram, Ambargo, Kadağan, Yok

En Dairesi kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Enlem

Kavramak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Anlamak, Sıkıca Tutmak, Derk Etmek, Görmek, İhata Etmek, Okumak, Tutmak

Saklamak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Muhafaza Etmek, Örtbas Etmek, Gizlemek, Saklı Tutmak, Alıkoymak, Ayırmak, Bırakmak, Esirgemek, Gizletmek, Kaldırmak, Korumak, Örtmek, Tutmak

Kuru kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Susuz, Nemsiz, Çelimsiz, Çıplak, İskelet, Sıska, Zayıf

Hoşlanır Olmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Isınmak

Vicahen kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yüzüne Karşı, Yüzlemece

Işıldak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Projektör

İlköğrenim kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İlköğretim

Çaresiz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Naçar, Biçare, Umarsız, İyileşmez, Zorunlu

Geçiştirmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kurtulmak, Savuşturmak, Atlatmak

Yukaç kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Semer

Müsamahakâr kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Hoşgörülü, Merhametli, Yumuşak

Bulgu kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Buluş, Keşif, İcat, Bulu, Netice, İhtira, Bilimsel Sonuç, Araz, Semptom

Dinlenmek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İstirahat Etmek, Önemsenmek, Sözü Geçer Olmak, Dincelmek

Koltuklamak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Pohpohlamak

Çıvmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Atlamak, Sapmak, Sekmek, Sıçramak, Zıplamak

Yığılışma kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İzdiham

Meşal kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Meşale

Kertikli kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çentik

Al kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kırmızı, Kızıl, Aldatma, Düzen, Tuzak, Hile, Dek, Dolap

Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü

Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.

EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER

Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.

* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.

* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)

* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.


Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.

Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü