Sükûnet kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı

Sükûnet kelimesinin eş anlamı, yakın anlamı, anlamdaşı: Durgunluk, Dinginlik, Hareketsizlik, Sessizlik, Huzur, Rahat, Sükûn, Dinme, Yatışma, Devinimsizlik

İstediğiniz Kelimenin Eş / Yakın Anlamını Arayın

Arızalanmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bozulmak, Sınmak

Yıpranmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Eskimek, Aşınmak, Harap Olmak

Nesnel kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Objektif

Kayran kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Alan

Aptal kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Budala, Bön, Ahmak, Akılsız, Zekâ Yoksunu, Alık, Alık Salık, Avare, Derbeder, Dingil, Geri, Salak, Serseri, Şapşal

Çöküş kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İnhitat; Yıkılma

Ahraz kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dilsiz

Dengelemek kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Tarazlaştırmak

Yozlaşmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Bozulmak, Dejenere Olmak, Tereddi Etmek, Dönüşen, Özünden Uzaklaşmak

Cazibe kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çekim, Hava, Alım, Alımlılık, Çekicilik, Albeni

Kubat kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kaba

Kümes kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İn

Ateşlilik kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Hararet

Deşifre kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Çözülmüş, Açıklanmış

Alacak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Matlup

Kalkınmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İlerlemek, İnkişaf Etmek

Dörtkenar kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Dörtgen

Yelletke kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Fan, Vantilatör

Cakalı kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Gösterişli

Primitif kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı İlkel

Bir Araba kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Fazla

Mahsullü kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Velut

Yormak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Üzmek, Sıkıntıya Sokmak

Ani kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Birden, Kıpıl, Apansız, Birdenbire, Ansızın, Bir Anda

Fasılasız kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Arasız, Aralıksız, Biteviye, Ayırmak, Bölmek, Çözmek

Afsunlamak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Büyülemek

Dürüşt kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Kırıcı, Sert

Fakir kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Fukara, Kembağal, Kimsesiz, Yoksul, Zavallı, Güçsüz

Kalımsız kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Fani, Ölümlü

Dağılmak kelimesinin eş ve yakın anlamı, anlamdaşı Yayılmak, Saçılmak, Düzensizlik, Sirayet Etmek, Yok Olmak

Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü

Arama Bölümü Sayfanın En Üst Kısmındadır.

EŞ VE YAKIN ANLAMLI / ANLAMDAŞ KELİMELER

Yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere eş anlamlı (anlamdaş) kelimeler-sözcükler denir.

* Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Yukarıda örnekler verilmiştir.

* Sözcüklerin eş anlamlı olup olmadıkları, cümle içindeki kullanımlarından belli olur. Yani bir sözcüğün farklı cümlelerde değişik eş anlamları karşımıza çıkabilir.
Örnek :
- Kömür karası gözleri ışıl ışıl parlıyordu. (Kara-Siyah)
- Dost, kara günde belli olur. (Kara-Kötü)

* Eş anlamlılıkla ilgili sorular, bazen "altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam", "hangisinde...anlamı vardır?" gibi de sorulabilir.


Anlamdaş (eş anlamlı) olmadıkları halde zaman zaman birbirinin yerine kullanılan sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir. Bakmak, görmek, izlemek, seyretmek gibi.

Eş / Yakın Anlamlı Kelimeler-Sözcükler Sözlüğü