Aruzda bahr denilen on dokuz temel diziyi küçük değişikliklerle çoğaltarak oluşturulan ve vezin adı verilen kalıplar. Her vezin, hecelerin yalnızca ses değerini gösteren ve bir anlam taşımayan söz kalıplarının bir araya getirilmesiyle oluşur. Bu söz kalıpları hecelerin ses bakımından kısalık ve uzunluklarına dayanır. Kısa hecelerin nokta, uzunların da çizgi ile gösterildiği bu ses kalıplarının başlıcaları şunlardır : Fâ, Fa'(-); Feul (.-), Fâlün (--), Feilün (..-), Fâilün (-.-), Feûlün (.--), Mef'ûlü (--.), Feilâtün (..--), Fâilâtün (-.--), Mefâilün (.-.-), Mefâîlün (.---), Mefâilü (.--.), Fâilâtü (-.-.), Müfteilün (-..-), Müstef'ilün (--.-), Müstef'ilâtün (--.--), Mütefâilün (..-.-).
Bu ses kalıpları çeşitli biçimlerde bir araya getirilerek vezinler oluşturulmuştur. Şu birkaç örnekte olduğu gibi: Fâilâtün/ Fâilâtün/Fâilâtün/Fâilün; Mefûlü/ Mefâîlü/Feûlün; Mefûlü/Fâilâtü/ Mefâîlü/Fâilün; Feilâtün (ya da Fâilâtün)/ Mefâilün/Feilün (ya da Fa'lün). Türkler aruzda İran şairlerini izlemişler, onların kullandıkları bahirleri ve vezinleri almışlardır. Özellikle aruzun benimsendiği ilk dönemlerde Türkçenin ses yapısına uygun vezinlerin seçildiği, İranlıların az kullandıkları vezinlerin çokça kullanıldığı ya da kimilerinin hiç kullanılmadığı görülür.