Anlamları ayrı, ama söylenişleri, yazılışları ya da hem söylenişleri hem de yazılışları benzer olan sözcüklerin bir arada kullanılması sanatı. Böylesi sözcükleri bir araya toplamaya da tecnis denilir. Divan edebiyatında önemli bir söz sanatı sayılan cinas, alabildiğine işlenerek çeşitleri çoğaltılmış, terimlerle bölümlemeler yapılmıştır. Cinas yapabilmek için vücuh-ı erbaa'da ittifak, yani cinaslı sözcüklerin harflerinin dört noktada birleşmesi gerekir:
1. Tür, çeşit
2. Sayı
3. Sıra
4. Hey'et
Bunlardan birinde olan değişiklik cinasın da adını değiştirmiştir. Böylece Arapça ve Farsça sözcüklerin geniş biçimde kullanılması, eski alfabenin olanaklarının değerlendirilmesi sonucu cinas sayısı artarak bir çeşit söz cambazlığına gidilmiştir. Temelde cinas, tam ve eksik olmak üzere ikiye ayrılmış, bunlar da aralarında bölümlenmiştir. Belirtilen dört noktada birbirine uyan sözcüklerle yapılmış tam cinas; basit, mürekkep, mümasil, müteşabih gibi çeşitlere ayrılır.
Dört noktadan birinin değişik olmasıyla yapılmış eksik cinasın ise nakıs, müterakip, muharref, müzeyyel, muzari gibi çeşitleri vardır. Bu bölümlemeler sözcüklerin basit (ayn: göz-pınar, dem: kan-zaman-içki-nefes) ya da bileşik (devrândan-devr ândan, perişânına-peri şânına) olmalarına; harflerinin artık ya da eksik (dem-âdem, âb-serâb) olmasına; sesçe değişiklik (der-dür, cennet-cinnet) göstermesine göre yapılmıştır.