Osmanlı Devleti'nde, bir padişahın ölümü ya da padişahlıktan çekilmesi üzerine yerine seçilen şehzadenin padişahlığının ilân edilmesi dolayısıyla yapılan tören. Ölen ya da saltanattan uzaklaştırılan padişahın yerine hanedandan bir şehzadenin geçebilmesi için, Fatih dönemine kadar seçim yöntemi uygulanırdı. Örneğin, Orhan Gazi Ahiler tarafından, Yıldırım Bayezit ise Kosova Savaşı'na katılan beyler tarafından seçildiler. Fatih Kanunnamesi, padişahın şehzadeler arasından seçilmesi yöntemini kaldırdı. En büyük erkek çocuğun, babası yerine tahta geçmesini öngören koşulu koydu. I. Ahmet zamanında törede bazı değişiklikler yapıldı. Fatih Kanunnamesi yanında, en büyük şehzade yerine, öteki şehzadelerden ya da henedandan birinin padişah olması kuralı getirildi. Cülus töreni, şu sıraya göre yapılırdı: Yeni padişah, arz ağalarıyla birlikte taht odasına geçer, burada namaz kılar, ardından tören giysilerini giyer. Darüssaade ağası ve silâhtarağanın eşliğinde dışarıya çıkar, Babüssaade önünde kurulmuş olan tahta oturur ve tören başlardı. Sırasıyla devlet büyükleri kutlamada bulunur ve tören, teşrifatçıların etek öpmeleriyle biterdi. Daha sonra padişah has odaya geçer, burada biraz dinlendikten sonra ölen padişahın cenaze namazına katılırdı. Cülus töreni, kılıç alayı ve türbe gezmeleriyle tamamlanırdı.