Tıptaki adı lepra olan cüzzam çok eskiden beri bilinen ancak genelimle de yanlış bilinen bir hastalıktır. Yüzyıllar boyunca sakat bırakıcı, çirkinleştirici tüm hastalıklar cüzzam olarak nitelenmiş bu hastalığın korkusu nedeniyle insanlar adalara, ıssız yörelerdeki toplama kamplarına hapsedilmişlerdir. Oysa bu hastalığa ait gerçekler çok daha farklıdır. Verem (tüberküloz) mikrobuna benzer bir bakteri tarafından oluşturulan cüzzam hastalığı her şeyden önce kolay bulaşabilen bir hastalık değildir. Gönüllü erişkinlerde yapılan hastalığa aşılama deneylerinin olumsuz sonuç vermesi ve evli çiftlerde tedavisiz hasta eşin sağlam eşe hastalığı geçirme olasılığının çok az oluşu bunu göstermektedir. Ancak çocuklarda hasta kişiyle temas sonucu bulaşma ihtimali daha yüksektir. Hastalık % 60 olguda çocukluk veya erken gençlik döneminde alınmakla beraber uzun kuluçka dönemi (2-7 yıl) ve ilk belirtilerin dikkat çekici olmaması nedeni ile tanı erişkin yaşlarda konur. Tanısı konarak tedaviye alınan hastaların hastalığı bulaştırma olasılıkları ise yoktur. Bundan yüzyıl kadar önce birçok Avrupa ülkesinde cüzzamın salgın halde olmasına karşın hiçbir etkin ilaç ve savaş olmaksızın hastalık kendiliğinden yok olmuştur. Sağlığa uygun evlerde yaşayan, iyi beslenen ve nüfus yoğunluğu fazla olmayan toplumlarda cüzzam kendiliğinden yok olabilmektedir. Ülkemizde bugün kayıtlı hasta sayısı üçbin kadar olup gerçek sayının ise bunun birkaç katı olduğu sanılmaktadır. Bu hastaların takibi sağlık bakanlığına bağlı frengi lepra savaş merkezlerince yürütülmektedir.
Cüzzamın Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Mümkün müdür ?
Cüzzam esas olarak çevresel sinirleri ibilahare deriyi ve diğer birçok organı tutan bir hastalıktır. Mikrop alındıktan sonra hastanın direncine göre ya hastalık hiç gelişmez (genellikle de böyle olmaktadır) ya da yine bağışıktı durumuna göre farklı şiddette lepra (cüzzam) tabloları ortaya çıkar. Belirtiler; hiçbir yakınma yapmayan normal deri renginden açık bir leke ile sinir kalınlaşması, şiddetli ağrılar, tutulan sinirlerin yayıldığı alanlarda belirgin duyu kusuru, el ve ayaklarda pençe şeklini alma, kısırlık, yüz görünümünü tamamen bozan şişlikler, körlük gibi ciddi bozukluklara kadar varabilir.
Ancak hastalığın kesin tedavisi mümkün olup hastalığın şiddetine göre 6 ay ile 2-3 yıl arasında değişebilen süreli tedaviler genellikle yeterli olmaktadır. Ancak erken tedavi büyük önem taşımaktadır.
Verem aşısının (BCG) lepraya karşı koruyucu bir etkisi bulunduğundan yeni doğanlara bu aşının yapılması bu yönden de değer taşır. Yaşam koşullarının düzelmesi, voralan tüm hastaların saptanıp takip ve tedaviye alınması ile cüzzam hastalığının tamamen yok edilmesi mümkündür.