Bir şairin şiirlerinin belli bir düzende toplandığı kitabın adı. Sınırlı ya da sayıca az şiirleri kapsayan divanlara da divançe denilmiştir. Sözcük, Arapçada "toplanılan yer" anlamındadır. Bu nedenle eskiden devlet işlerinin görüşüldüğü ve sadrazamın başkanlık ettiği toplantılara da divan denilirdi. Arap edebiyatında, önceleri, çeşitli şairlerin seçme şiirlerinin toplandığı antoloji anlamına gelen divan sözcüğü, daha sonra tek bir şairin defter-i eş'ârı (şiir defteri) anlamında kullanıldı, Türk edebiyatına da bu anlamıyla girdi. Divanlar, şairler tarafından belli bir sıra gözetilerek düzenlendiğinden "mürettep divan"da şiirler genellikle şu sıraya uygun olarak sıralanırdı: Kasideler (tevhid, münâcât, na't, devrin büyüklerine övgüler); tarih manzumeleri; gazeller; murabba, muhammes, terkib ve terci-i bend biçimindeki manzumeler; müstezatlar, rubaîler; kıt'alar; tuyuglar; lugaz ve muammalar; beyit ve mısralar. Bu düzene titizlikle uyulmakla birlikte, yukarıda sıralananlardan bir ya da bir kaçının bulunmadığı divanlar da düzenlenmiştir.