Eski Yunan edebiyatının iki büyük destanı. Sözlü edebiyat ürünü olan bu eserlerin Homeros adlı bir şâire âit olduğu kabul edilir. Her iki eser de klâsik Yunan kültürü üzerindeki etkileriyle, Batı edebiyatının temel kaynakları arasında yer alır. Bu iki destanın dil ve yapı bakımından farklılıklar göstermesi eserlerin başka başka kimseler tarafından yazıldığı tartışmasını getirmiştir.
Her iki destan da Miken medeniyetinin çöküşünden ve Anadolu'da ilk İon kentlerinin kurulduğu M.Ö. 1000'den çok sonra yazılmıştır. Destanlardaki çeşitli sahneleri gösteren resimlerle süslü vazolar ve amforalar M.Ö. 8. yüzyılın sonundan kalmadır. Bu bilgilere dayanarak her iki destanın da 8. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıktığını söylemek mümkündür.
Bu destanlar altılı ölçüyle yazılmıştır. İkisinde de tekrarlara yer verilmiş, kronolojik akış içinde geriye gidip geçmiş bir hâdiseyi anlatma metodlarına başvurulmuştur. Bu ortak özelliklerin yanında bazı önemli farklılıklar da vardır. İlyada'nın yapısı daha basit, anlatımı daha düz akışlıdır. Akhalarla Truvalılar arasındaki savaşı konu alan 16.000 mısralık destanın kahramanı Yunanlıların en büyük savaşçısı Akhilleus'tur. Sevdiği köle kızın tanrılara kurban edilmesi yüzünden Akhaların başkomutanı Kral Agamemnon'a kızan Akhilleus savaşa katılmaktan vazgeçer. Bu sebeple Truvalılarla olan savaş uzayıp gider. Ancak sevdiği arkadaşı Patroklos'un Truvalı kahraman Hektor tarafından öldürülmesi üzerine savaşa giren Akhilleus Hektor'u öldürür ve savaşın sona ermesini sağlar.
Odysseia destanı ise Akhaların en zekî ve en kurnaz savaşçısı Kral Odysseus'un Truva savaşından sonraki kendi ülkesine, İthake kentine dönerken 10 yıl boyunca geçirdiği serüvenleri, mücâdele ederek yendiği güçlüklerin hikâyesini anlatır. Yapısı İlyada'dan daha karmaşık, zengin ve daha sağlamdır. Odysseia beş ayrı destan parçasından meydana gelir.
O zamanki insanlar, hak dîninde olmayıp putlara taparlardı. Çok tanrılı bâtıl bir inanca sâhiptiler. Bu sebepten her iki destanda da insanların hikâyesine paralel olarak tanrılar arasında geçen hikâyeler de anlatılır. Ama tanrılar yalnızca kendi aralarındaki hâdiselerle yetinmezler, insanların yazgılarını da etkilerler. Meselâ Odysseia'da kahramanın başına gelenlerin sorumlusu, ondan öç almak isteyen Deniz Tanrısı Poseidon'ı, sonunda bu güçlükleri yenip ülkesine ulaşmasını sağlayan da Akıl Tanrıçası Athena'dır.
Batı edebiyatının temelini teşkil eden bu destanlar Türkçeye de çevrilmiştir. İlyada'nın 1955'ten 1984'e kadar Odysseia'nın ise 1941'den 1984'e kadar birçok Türkçe baskısı yapılmıştır.