Varlıklardan her birinin zihnimizdeki temel bilgisi. Kavram, böylelikle, bilgi dünyamızın ilk yapıtaşını ya da ilk birimini oluşturur.
Her kavram, zihnimizde soyut ya da somut bir varlığın, bir bireyin ya da bir cinsin, bir türün, bir topluluğun en genel bilgisine karşılıktır.
Zihnimiz, duyu izlenimlerini imgelere ya da genel taslaklara, bu genel taslakları da kavramlara dönüştürür. Bir uçak imgesiyle, bir uçak kavramı arasındaki ayrım, ikincinin birinciye göre daha açık ve seçik, ayrıca daha dolgun içerikli olmasıdır.
Kavramı fikirden daha belirgin, daha açık ve seçik oluşuyla ayırırız. Fikir, herhangi bir şeyin genel bilgisiyken; kavram, herhangi bir şeyin özel bilgisidir ya da o şeyin temel niteliklerini ortaya koyan sınırlanmış bilgidir.
Tek bir kavramın sınırlarından çıkıp kavramlar karşılaştırmasına yöneldiğimiz zaman, fikre ve görüşe doğru yol almış oluruz. Ayrıca, kavramın nesnelliğine karşıt olarak, fikrin öznel yanları vardır. Özgürlük kavramıyla özgürlük fikri arasında bir özellik, nesnellik ayrımı söz konusudur. Herhangi bir kavram üzerine geliştirdiğimiz derinlikli görüşümüz de kavrayışı oluşturur. "Ben"deki tarih kavramı, herkesin zihninde bulunan, bulunması gereken tarih kavramının özelliksiz bir örneğiyken; "benim" tarih kavrayışım, tarih kavramına verdiğim özel anlamlarla belirginleşir. Gerçekçi bakış açısına göre tüm kavramlarımız, dünya deneyleri içinde elde edilir. Oysa idealist bakış açısı, kavramların ya da bazı temel kavramların zihnimizde apriori olarak ya da doğuştan bulunduğunu bildirir. Kant, zihnin arı kavramlarını, yani duyumsal gereci bilgiye dönüştüren kavramları, deneyle elde edilen kavramlardan kesin olarak ayırmıştır.