Ebû Abdillâh Muhammed b. İbrâhîm b. Habîb b. Semüre b. Cündeb el-Fezârî el-Kûfî (ö. 190/806)
İslâm dünyasında ilk usturlabı yaparak kullandığı kaydedilen astronomi âlimi.
Nisbesini Kays Aylân kabile birliğine bağlı Fezâre kabilesinden alır; hayatıyla ilgili pek az şey bilinmektedir. Dedelerinden Semüre bin Cündeb ashaptandır. Kaynaklarda hakkında benzer bilgiler verilen Ebû İshak İbrâhim bin Habîb el-Fezârî'nin bu âlimin yine astronomi ile uğraşan babası mı olduğu, yoksa bu iki ismin aynı kişiyi mi gösterdiği hususu mevcut bilgilerin ışığında tam açıklığa kavuşabilmiş değildir. Bu durum kendilerine nisbet edilen eserler hakkında da söz konusudur. Aynı nisbeyi taşıyan Ebû İshak İbrâhim bin Muhammed bin Hâris el-Kûfî (ö. 188/804 [?]) adında bir de muhaddis bulunmakta ve Bağdatlı İsmâil Paşa, Muhammed bin İbrâhim el-Fezârî'nin adını Ebû İshak İbrâhim bin Muhammed bin Habîb el-Bağdâdî şeklinde yanlış vermekte, ölüm tarihini de 188 (804) olarak göstermektedir.
Fezârî hakkındaki en geniş bilgiyi verenlerden biri olan Yâkūt el-Hamevî şöyle der: "Ubeydullah bin Ziyâd Kûfe'ye geldiği zaman onu Basra zaptiye teşkilâtının (şurta) başına getirdi. Fezârî nahiv âlimiydi ve yazısı güzeldi, Mâzinî'den ders almıştı. Asmaî'nin Kitâbü'l-Emŝâl'ini bizzat Asmaî'den okuduğunu söylediği rivayet edilir; bu kitabı ondan başkasının Asmaî'den okuduğunu iddia eden kimse yalan söyler. Merzübânî şöyle demiştir: Muhammed bin İbrâhim el-Fezârî el-Kûfî astronomi âlimi idi. Yahyâ bin Hâlid el-Bermekî'nin kendilerinden sitayişle söz ettiği dört kişiden biridir. Dört kimse vardır ki sahalarında kendileri gibisi görülmemiştir: Halîl bin Ahmed, İbnü'l-Mukaffa', Ebû Hanîfe ve Fezârî. Cafer bin Yahya ise şöyle demiştir: Nahiv sahasında Kisâî'den, şiirde Asmaî'den, nücumda Fezârî'den ve ud çalmada Zelzele'den daha üstünü görülmemiştir"
İslâm dünyasında usturlap yapanların ilki olduğu söylenen Fezârî'nin kaynaklarda düz (musattah) ve üstüvânî (mubattah) usturlapları yapıp kullandığı bildirilmektedir. Fezârî, Mansûr devrinde Bağdat'ın kuruluşu sırasında görev alan Ebû Sehl Fazl bin Nevbaht, Mâşallah bin Eserî el-Basrî ve Ömer bin Ferruhân et-Taberî gibi astronomi âlimleri arasında ndöe gelen bir kişiydi.
Eserleri:
1. Zîcü's-Sind-Hind el-Kebîr. Abbâsî Halifesi Mansûr devrinde 771 veya 773 yılında, bir Hint elçilik heyetiyle birlikte Bağdat'a gelen bir astronomun yanında getirdiği astronomiye ait Siddhānta adlı kitabın tercümesidir. Yâkūt Mucemü'l-büldân'da Bîrûnî'den ve İbnü'l-Kıftî İħbârü'l-ulemâ'ada, İbnü'l-Âdemî diye tanınan Hüseyin bin Muhammed bin Humeyd'in Nazmü'l-İķd adlı büyük zîcinden naklen Zîcü's-Sind-Hind el-Kebî'in aslının Hindistan'dan getiriliş tarihini 156 (773) olarak vermektedirler. Kimliği bilinmeyen Hintli astronomla birlikte çalışan diğer bir Arap astronomi âlimi de Yakub bin Tarık idi. Halife Mansûr Fezârî'den, muhtemelen Mahāsiddhānta adlı Sanskritçe astronomi kitabını Hintli astronomun yardımıyla Arapça'ya çevirmesini istemişti. Bu metin sonraları Brāhmapaksa olarak bilinen metindendir. Mahāsiddhānta ile benzerlik gösteren metinler arasında Visnudharmattorapurāna'nın Paitāmahasiddhānta'sı ile Brahmaguptanın Brāhmaspthutasiddhanta'sı da bulunmaktadır. Hintli astronomun bu çeviride, J. Âryabhatta'nın Āryabhatīya'sından da bilgiler aktardığı için tercüme metninin bu kitaptan da bilgiler ihtiva ettiği anlaşılmaktadır. İslâm Ansiklopedisi'nde ise (I, 687) İslâm dünyasında astronominin ilmî olarak araştırılmasına, Hindistan'dan gelen iki kitabın etkisiyle ancak II. (VIII.) yüzyılda başlandığına işaret edildikten sonra bu kitaplardan birinin Brahmagupta tarafından 628'de telif edilmiş olan Brāhmasbhuŧasiddhānta olduğu, 154'te (771) belki kısaltılmış bir şekilde Bağdat'a getirilip İbrâhim bin Habîb el-Fezârî ve Yakub bin Tarık tarafından Arapça'ya aktarıldığı belirtilmektedir. Bîrûnî, Siddhānta tercümesinin 153-154'te (770-771) bitirilmiş olduğunu bildirir. Siddhānta'ya da İslâm astronomi literatüründeki adıyla Zîcü's-Sind-Hind veya Kitâbü's-Sind-Hind X. yüzyıla kadar İslâm dünyasının doğusunda, XII. yüzyıla kadar da Endülüs'te kullanılmıştır. İbnü'l-Kıftî, gezegenlerin astronomik cetvellerini ihtiva eden bu zîcin çok sayıda bölüme ayrıldığını, Halife Me'mûn devrine kadar kullanıldıktan sonra onun zamanında Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî tarafından kısaltılıp tâdil ve tekmil edildiğini, bu sırada gezegenlerin evsât cetvellerinin ve tâdillerin İran sistemine, güneş meylinin de Batlamyus sistemine göre yeniden ele alınıp değiştirildiğini ve yeni haliyle eserin daha çok beğenildiğini haber vermektedir. İslâm astronomi dünyasındaki ilk köklü çalışmanın Fezârî'nin bu genişletilmiş ilaveli tercümesi olduğu ve bu kitabın uzun süre devam eden bir gelenek oluşturduğu açıktır. Brāhmapaksa'nın Siddhānta'daki unsurları diğer okullara bu eser vasıtasıyla geçmeye başlamıştır. Her nekadar kalpa sistemi, gezegenlerin ortalama hareketleri (evsât), en yüksek noktaları (evcât) ve ekliptiği kestikleri düğüm noktalan gibi konular Zîcü's-Sind-Hind el-Kebîr geleneği içinde yaşamışsa da en yüksek denklemler aslında Zî-cü'ş-şâh'tan çıkarılmıştır. Zîcü's-Sind-Hind el-Kebîr'in aslı olan Siddhânta Hint astronomisindeki Ardharatrika okulunu temsil etmekte, coğrafya ile ilgili bir bölümü de Âryabhatiya 'nın ve Mısırlı Hermes'e atfedilen bir Sâsânî geleneğinin etkisini göstermektedir. Fe-zârî'nin bu eserdeki bazı tutarsızlıkları başka kaynaklardan da faydalanmak suretiyle giderdiği bilinmektedir. Günümüze ulaşmamış olan bu eser hakkındaki malumatı Hâşimî, Mes'ûdî, Bîrû-nî ve diğer klasik müelliflerin aktardığı bilgilere borçluyuz.
2. Kitâbü'z-Zîc calâ si-rü'l-'Arab. Fezârî'nin Kitâbü's-Sind-Hind'öen sonra yaklaşık 790'da telif ettiği başka bir zîc olup gezegenlerin ortalama hareketlerinin astronomik tablolarını vermektedir.
3. el-Kaşîde fî cil-mi'n-nücûm. Kasidenin başlangıcından bazı beyitler Yâküt ve Safedî tarafından zikredilmişti.
4. Kitöbü'l-Mikyâs H'z-zevâl. Öğle vaktinin tayin edilmesi hakkındadır,
5. Kitâbü'l-cAmel bi'l'USturlâb ve hüve zâtü'l-halak. "Zâtü'l-halak" (halkalı) adı verilen bir usturlap çeşidinin yapımı hakkındadır.
6. Kitâbü'l-cAmel bi'1-usturlâbı!-müsat-tah. Düz usturlabın yapımı hakkındadır.
7. el-Urcûze îi'1-hudûd. Adına yalnız Ebü's-Sakr el-Kabîsî'nin Kitâbü'1-Med-ftai'inde rastlanmaktadır.
8. Kitâb Tastîhi! - küre. Kürenin düzlem haline getirilişiyle ilgilidir. Kıftî, bu eserin bütün İslâm astronomlarının ilk kaynağı olduğunu söylemektedir.
9. ez-Zîcü'l-kadîm îî fünû-ni't-tacdîl ve't-takvîm. Ziriklî bu eseri Rabat Kütüphanesi'nde gördüğünü; bablara göre tertip edilmiş olan zîcin birinci babının Arap, Yunan, Iran ve Kıbtî takvimlerinden bahsettiğini ve Arap takviminin hicretin gerçekleştiği yılda 1 Muharrem Perşembe gününden itibaren başlatıldığını bildirmektedir.
Bunlardan başka Kâtib Çelebi Fezâ-rî'ye Kaside fi 'n- nahv adlı bir eser daha nisbet etmektedir.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi