Kendi, benlik, öz varlık vb. anlamlara gelen ve Kuran'da ruh anlamında da kullanılan Arapça sözcük. Bu nedenle, İslâm düşünürleri bu sözcüğe ruh anlamı da verirler. İslâm inanışına göre üç türlü nefis vardır:
1) Nefsi emmare (buyrukçu, zorlayıcı benlik), insanı Tanrı yolundan ayırıp dünya beğenilerine sürükleyen tutkulardır.
2) Nefsi levvame (kınayıcı benlik), insanın kötü davranışlarını eleştirip doğru yola gitmesini öğütleyen sağduyu.
3) Nefsi mutmainne (erince kavuşmuş benlik), kuşkulardan, ikircimlerden arınmış gönül.
İslâm düşünürleri, bedensel isteklerin, açgözlülüğün kaynağı olan nefsi emmareyi bütün kötülüklerin kaynağı sayarlar. Tasavvufçular, nefis üzerine çok ayrıntılı yorumlar yaparlar ve nefis eğitimine, Tanrı'ya ulaşmanın biricik yolu gözüyle bakarlar. Tasavvuf inancına göre de, insanı Tanrı'dan uzaklaştıran yaşam ilişkileri, beden istekleri, tutkulardır. Tanrısal evrene ulaşmak, Tanrı varlığı ile birleşmek için, bunlarla savaşmak gerekir. Müslümanlıkta din yolunda savaşmak (cihat) farzdır. Tasavvufçular bu savaşa cihadı asgar (küçük savaş), nefisle savaşmaya ise cihadı ekber (en büyük savaş) derler. Bu savaş çetindir ve ancak büyük çabalarla yedi aşamada kazanılabilir.