Lale Devri'ne son veren isyan (1730). İsyan, başındaki lideri Patrona Halil'den dolayı bu adla anılır. Patrona Halil ve 25-30 kadar arkadaşı 28 Eylül 1730 tarihinde Beyazıt Camii kapısı önünde toplanarak 3 kol hâlinde çarşıya dağıldılar, dükkânları kapattırıp peşlerine pek çok esnafı takarak Etmeydanı'ndaki yeniçeri kışlalarına geldiler. İsyancıların bir bölümü de kayıklarla Üsküdar'a geçerek İran Seferi için Üsküdar'da bulunan askerlerle ilişki kurdular. İsyancılar sayıca çok az olduğundan isyan başlangıçta kolaylıkla bastırılabilirdi. Ancak dönemin uygulamalarından hoşnut olmayan pek çok devlet adamı, kişisel çıkarları nedeniyle de el altından isyancıları destekliyordu. On iki yıldan beri sadrazam olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'ya, en yakınları bile diş biliyorlardı. Özellikle damadı Kaptanıderya Mustafa Paşa, açıkca sadrazamın makamına göz dikmişti.
Gizlice asileri destekliyor ve tahrik ediyordu. Bu durumda isyancılar kısa sürede yeniçeri ocağına hâkim oldular. İsyanın ertesi günü, 29 Eylül 1730'da isyancıların sayısı arttı. İbrahim Paşa dahil, 37 kişinin başını isteyecek kadar kendilerine güven duymaya başladılar. 30 Eylül günü saray bütünüyle çaresizliğe düştü. Aynı günün akşamı İbrahim Paşa, isyancılarla birlik olmasına karşın damadı Kaptanıderya Mustafa Paşa ve İbrahim Paşa'nın öteki damadı Kethüda Mehmet Paşa, padişahın emriyle boğdurulup cesetleri 1 Ekim 1730 günü isyancılara teslim edildi. Bütün bunlar bir işe yaramadı ve padişah 2 Ekim 1730 günü tahttan indirilerek yerine yeğeni I. Mahmut padişah oldu. İsyanda, birkaç ilerigelenin dışında hiçbir kimsenin evi ve malı yağmalanmamış, asiler çok disiplinli hareket etmişlerdi. Patrona Halil de isyan başarıya ulaştıktan sonra yeni padişahtan hiçbir kişisel istekte bulunmayıp sadece eskiden konulan ağır vergilerle malikâne usulünün kaldırılmasını istedi. İsyancılar bundan sonra Lale Devri'nde Kâğıthane, Alibeyköyü ve Karaağaç'ta yapılmış olan 120'den fazla yalı ve köşkü yaktılar. Patrona Halil ve arkadaşları bir süre sonra öldürüldüler.