Doğumun doğal olmadığı durumlarda, karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınması. Sezaryen, yüzyıllarca, ölen annenin karnındaki çocuğu kurtarmak için uygulanan bir yöntem olarak kullanılmıştır. 19. yüzyılda anestezi ve aseptik cerrahînin ortaya çıkmasıyla da, zor doğumlarda anne ve bebeğin yaşamını kurtarmak için güvenle uygulanabilen bir doğum yöntemi haline gelmiştir. Gerçekte, en son çare olarak başvurulması gereken bir yöntemdir. Ancak, günümüzde bebeklerin %20'si sezaryenle doğmaktadır. Cerrahî bir girişim olan.sezaryende, karın ve rahim kesilerek açılır; daha sonra da bebek buradan dışarı çıkarılır.
Sezaryen yapılmasını gerektiren birçok koşul bulunmaktadır. Örneğin, bazı erken doğan bebeklerin bu yolla daha çok yaşama şansı vardır. Makat ya da diğer anormal pozisyonlarla gelen bebekler de genellikle sezaryenle doğurtulmaktadır. Bebeğin çok büyük ya da annenin doğum kanalının çok dar olduğu durumlarda tek güvenilir doğum yolu olarak yine sezaryene başvurulur. Bir kez sezaryenle doğum yapan kişinin, daha sonraki doğumlarını yine sezaryenle yapması önerilir. Çünkü, normal doğum sırasında, rahminin eski yara yerinden yırtılma riski vardır. Yine de, günümüzde sezaryen olan kadınların %60′ı daha sonra normal yolla doğum yapabilmektedir.