Tabya, içerisinde değişik sayıda askeri kuvvetleri barındırmak için etrafı savunma mevzileri ile çevrilmiş; içerisinde kışla, cephanelik, eğitim ve toplanma yerleri ile hazır kıta mahalleri, depo ve cami binalarından oluşan taş, kagir, beton veya demirli betondan inşa edilmiş kapalı mevzilere verilen isimdir. Genellikle bölgenin hakim bir tepesine veya dağ yamacına yapılmışlardır.
Tabyalar yapı itibarıyla mimari kaygılardan bağımsız olarak sadece sağlamlık ve güvenlik esas alınarak inşa edilmişlerdir. Ana binası ve ulaşım yolları genellikle toprak setlerle koruma altına alınmıştır. Yapıldıkları yerin durumuna göre planlandıklarından dolayı birbirlerine benzememekle birlikte genel olarak şekillerine istinaden yıldız tabya, toprak tabya, hilal tabya, yay tabya şeklinde sınıflandırılmışlardır.
Eski Çağın sonları ile Orta Çağ döneminde büyük kalelerin yakınlarında küçük savunma kuleleri ve mevzilerinin yapılması ile var olmaya başlayan tabyaların asıl gelişimi Yeni Çağda olmuştur. Ateşli silahların vurma gücü artarken, orduların kuşatma yapabilme sürelerini uzatmak için silah, cephane ve erzak ihtiyaçlarının kısa sürede tamamlanabilmesi, savunma yapılan şehirlerde daha büyük oranda tahkimat yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, özellikle sınırlarda bulunan yerlere tabyalar yapılmaya başlanmış ve savunma savaşlarında bu tabyalar askeri zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamıştır. I. Dünya Savaşı'ndan sonra önemini kaybetmişlerdir.
Tabya sözcüğü, Arapça Ta’biye sözcüğünden türemiş ve donatma, hazırlık, yığmak veya ordu yığmak anlamlarına gelmektedir.