Eğitim Sitesi

18 Mart Çanakkale Savaşı 9 Şiiri

18 Mart Çanakkale Savaşı 9 Şiiri | Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

18 Mart Çanakkale Savaşı 9

Çeyrek milyon şehitle,
Milletimiz yenilmez,
Dünya yüklense dahi,
Çanakkale’m geçilmez…

Başta yüce Ata’mız,
Ardında Türk milleti,
İnanç adı altında,
Bir de işin himmeti…

Savaş zaferle bitti,
Düşmanlarım yenildi,
Çanakkale’m, Boğazı’m,
Asla geçilemedi…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

add

tag 18 Mart Çanakkale Savaşı 9 eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

18 Mart Çanakkale Savaşı 9 Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

18 Mart Çanakkale Savaşı 9 Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe"desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY

Mehmet Akif ERSOY

Çanakkale Türk’ün Ruhu

Ruhta iman olunca,
Onur ya da şuurla,
Hak hukuk gözetleyen,
Merhametli yaşamla…

Kan, daha da yücelir,
Türk yürekliliğinde,
Dik duruş gerçekleşir,
Milletimiz içinde…

Vatan der milletim der,
Düşmanları tanımaz,
İşgal için girmişse,
Düşmanı bağışlamaz…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Haydi Askerlerim Savaşa

işte 1.dünya savaşı atam savaşta,
çok olmasa'da askerimiz
biz böylede gideriz savaşa,
haydi askerlerim savunun

düşmanlar yakında,
belki şuan yanında
biz vatan için girdik savaşa,
kurtarırız biz sizleri

biz vatan için girdik savaşa,
yeneceğiz elbet düşmanları
kaçmayın toplanın,
çocuklar topların başında

ateş sesleri yayıldı her yana,
durmayın savunun
düşman yayıldı her yana,
işte seyit 10 başı

anlının akıyla karşıda,
taşımakta durduğu 250 kg'lik bombayla
kurtarma yolunda,
bombayı attı işte

zafer senindir sizindir ,
haydi askerleri savaşa
bu ülke bizimdir,
haydi askerlerim savaşa

bu böyledir ,
herkes duysun bilsin
bu vatan bizim ellerimizdedir,
bu vatan bizimdir


YAZAR
Nagihan Ebrar Gesoğlu

nagihan ebrar gesoğlu

Çanakkale Savaşı 12

İstanbul bir başkentti,
Osmanlı Devleti’mde,
Savaşsa kaybedilmiş,
Taraf güdüldüğünde…

Bunu bilen milletler,
Çanakkale dediler,
İstanbul’a girmede,
Hedef belirlediler…

Mayınlar, bataryalar,
Karadan ve denizden,
Bir savaş başlattılar,
Geçemediklerinden…

Savaş çok ağır idi,
Her iki taraf için,
Verilmiş şehitlerle,
Her şekilde de çetin…

Ne bir kara savaşı,
Ne de deniz savaşı,
Çanakkale’m içinde,
Kaybettiler yarışı…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Çanakkale Zaferi Şiirleri, 18 Mart Çanakkale Savaşı 9 Şiiri