Eğitim Sitesi

Atatürk'ü De Öyle Şiiri

Atatürk'ü De Öyle Şiiri | Sabutay Hikmet

Köyümü nasıl seviyorsam
Özellikle gurbette

O'nu da öyle

Halkımı nasıl seviyorsam
Türkülerde hele

O'nu da öyle

Yaşamı nasıl seviyorsam
Ölümü bile bile

O'nu da öyle

Sabutay Hikmet

add

çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri

Atatürk'ü De Öyle Şiiri Hakkında Yorum Yazın...
  

Atatürk'ü De Öyle Şiiri Hakkında Yorumlar

hakan çok güzellllllllllllllllllllllllllll

mrve atayın cocuk sıırlerı benım ıcın cok ozel bu sısıre bayılı yoruummmmmmmmmm cok guse l harıka bence

melısa aslan bence cok gusel tam coçuklar ıcın suppper bayılddddımmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm co k gusellll

efe güzel ma ço kısa uzatırsanz muhteem

burak güzel ama çok kısa biraz daha uzatabilirdiniz :(

gizem ataturk bunu şimdi diyorsa yaşamı nasıl seviyorsam ölümü bile bile yerini ona gönderiyorum

Yazılan son 6 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 6 yorum yazılmış.

Benzer Atatürk Şiirleri

Canım Atatürk'üm Şiiri

Canım Atatürk'üm
Yurdumuzu sen kurtardın.
Sen olmadğın için
Yeryüzünde bir boşluk var

Canım Atatürk'üm
Sen birtanesin
Sen başkumandansın
Gazi Paşa Atatürk

Canım Atatürk'üm
Sen gözlerini kapayınca
Herkes ağladı,
Bütün dünya durdu
Benim canım Atatürk'üm

Atakan Şerifoğlu

Mustafa Kemal'in Atı Şiiri

Daha da parlamıştı güzelleşmişti al at
Mustafa Kemal'in bindiği günden beri.
Sanki bilinmez bir rüzgârla dolmuştu
Göğe göğe kalkıyordu alevden başıyla
Uçar ayaklariyle oyuyordu yeri.

Kimseyi bindirmiyordu üstüne artık
Bindirmez ya, Mustafa Kemal'in atı o.
Bunca at arasında neden onu seçmişti,
Nasıl tutmuştu ak elini alnında
Artık dağın taşın saltanatı o

Çok zorladı suvari alayının yiğit binicileri
Al ata binebilmek imkânsız.
Öyle damarlanıyordu ki derisi bir sızı duyuyorlardı.
Öyle çılgınlaşıyordu ki köpük köpük
Nerdeyse düşecekti nârin allığıyla cansız.

Alay kumandanı aldı işi demir avucuna
Bir alay bir ata vuramaz mı gem?
Kendi denedi yanık bilgisiyle yılların,
Sustu karşıdan dehşetle, kaygıyla, hayranlıkla bütün suvariler
Al at, al at, deli ve muhteşem.

Aylar geçti aradan
Binicisiz al at başı boş dolaşıyordu.
Arpanın yulafın samanın vakti kurudu kara toprakta,
Alaya öyle nekes günler geldi ki
Kısmette bir avuç ot bile bulmak zordu.

Atların yemleri gayri kısık mı kısık
Azbuz ağaç kabuğu, keçi boynuzu, küsbe.
Söyleniyordu öbür atlar aralarında al at için
"Bizimle torba takan bu, ne işe yarar,
Bu, at değil süs be."

Suvariler düşündü ki kısıma küçücük bir çare var.
Nasıl olsa faydasız,
Parmakları acılı, gözleri bulanık,
Bir sabah tımarında al atı saldılar.

Hemen çekildi al at bozkıra
Ancak bir kuşun atımı, ne çok ne az.
Alay nereye gitse o da peşinde gidiyordu ufuktan,
Kötülüyordu, bakımsız gün gün garip,
Felek kimsede parıltısını bırakmaz.

Öyle incelmişti ki boşlukta
Yaşıyan sanki rüzgârlarıydı.
Eski sevdalar kadar uzak,
Bir yaprak düşmüştü içinden,
Sarıydı.

Al at çağırmalarını duymazlığa getiriyordu,
Pişman olmuştu suvariler ta baştan ama.
Yalnız ilişiğini kesmemişti hiç
Dağdaki boz kayadan kızaran gök üstünde hareketsiz duruyordu
Her akşam istiklâl Marşı'yla yapılırken yoklama.

.......................................

Bir gün girdi alay en çetin savaşına
Kılıçtan arta kaldı toprak.
Yaya cengi can komadı alanda
Açıldı göğe doğru
Gönülle al kan, göğüsler ak.

Sürdü döğüş akşamaca
Şanlı alay çekilmek emrini aldı.
Ağırdı sillesi kaderin
At kopmuş, kılıç kopmuş, göğde kopmuş
Suvari alayı koca bir masaldı.

İşte ansızın hücum dört nalında al at
Gelirdi alayın önüne düşman tarafından, geri giderdi.
Şaşırdı herkes,
Herkes düşündü söylediğini ecelin:
Al at acap en derdi?

Sezdi alay kumandanı durumu hemen
At bin diye haykırdı yönlere
Yel oldu ölümlerden öte cümlesi,
Vardılar bir solukta yamaçlardan
Düşmanın ardçı koyup kaçtığı yere.

Düştüler peşine yurda el atmışların,
Buğday büyüyüşiyle rahat,
Su çağlayışıyla çabuk,
Yıldız akışıyla şahlanmış
En önde bir sancak misali al at.

Alay uzandı gerisine doğru büyük düşman birliklerinin
Saldırırken cephelerden ordu.
Kılıç aydınlığı doldurmuştu bayırı düzü gökçe,
Parlarken kuvvet üstünde hak
Can ecelden görünmüyordu.

.................................

Zaferden sonra çok aradı alay Mustafa Kemal'in al atını
Al at sır olmuştu yaşamakta.
Kimi uçmuş dedi ardına göğün,
Kimi yatır olmuş dedi vatanın yüce uykusu kadar
Ama bir parıltı vardı uzakta

Ki parlar bağzı günler akşam yoklamasında
Bir yele, bir köpük, bir dört nal hızıyla batı.
Nakşolur mavilik üstüne efsaneden
Bin kırmızıyla, bin rüzgârla, bin şahadetle
Mustafa Kemal'in al atı

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Atatürk Şiiri

Atatürk, sen bizleri,
Herkesi korudun
Düşmanlardan
Hep cesurdun


Hiç korkmadın
Bizleri korurken
Senin sayende
Burada yaşıyoruz


Senin sayende
Okumayı, yazmayı
Öğrendik.
İyi ki varsın

Nisanur Bozal

Nisanur Bozal

Destan Atatürk Şiiri

Kağnıyla çileyi avuçta tutup,
Türklük ateşini içine katıp,
Allah Allah diye destan yaratıp

Yeniden dirilen vatan Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Bismillâh! Ya Mevlâ' m! Açılsın çağım
Yüksekten fırlayan Türk denen çığım,
İyi dinle, işit, hisset çocuğum!

Nabzını ruhunda tutan Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Dağ başından dumanları süpüren,
Nice yüzyılları önceden gören;
Her an içimizde yaşıyorsun sen!

Coşalım İzmir'den, Kars'tan Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Kuruyan toprağa yağmursun yağan,
Güneşsin Samsun' da ufuktan doğan,
Boğan, kör geceyi kabında boğan

Yurt diye patlayan volkan Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Bilimsin, tekniksin, vatan türkümsün
Sevgisin, barışsın bitmez ülkümsün.
Şöyle bir bakıver, yüzümüz gülsün!

Yurdu kucaklayan insan Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Tutuşan yürekte bayrak alısın,
İnsan sevgisiyle öyle dolusun.
Dünyanın başında zeytin dalısın,

Zerreden kürreye umman Atatürk,
Tarihe sığmayan destan Atatürk.

Mustafa Ceylan

Melih Asaf Karul

Atatürk Şiirleri, Atatürk'ü De Öyle Şiiri